Sit Alanı'nın Seyir Defteri

Tuxpaint 0.9.16 geliyor allı yeşilli

Tuxpaint, 3-12 yaşındaki çocuklara yönelik eğlenceli bir çizim programı. Profesyonel bir çizim programının sıkıcı fırçaları yerlerini şirin rengarenk araçlara bırakıyor, ses efektleri de cabası.

Uzun süredir çevirilerini güncellemiyordum, GNU çeviri projesiyle kopukluk yaşadıkları için araya zaman girmişti, sonra da bir türlü vakit bulamamıştım. Yeni sürümünün yayınlanmak üzere olduğunu farkedince KBabel ile giriştim çevirilere. Baktım daha önce 2002 ve 2004’te çevirmişim, çift yıllarda çevirerek büyük istikrar gösteriyorum :)

Özellikle damgaları çevirirken birçok Türkçe ve İngilizce karşılık öğrendim — uğur böceği (ladybug), yusufçuk (dragonfly), saksağan (magpie), fötr şapka (fedora) ve daha niceleri… Valla ben çevirirken çok eğlendim :)

Amarok’un tersi döndü

Müzik çalmak için kullandığım Amarok‘un güzel bir özelliği de, sistem çekmecesine yerleşen simgesinin çaldığı parça göstergesi görevi de görmesi. Simgenin ne kadar dolu ya da boş olduğuna bakarak dinlediğiniz parçanın neresinde olduğunuzu anlayabiliyorsunuz.

Son zamanlara kadar parça başlangıcında gösterge “boş” olup, aşağıdan yukarı yavaş yavaş doluyordu. İlk başta parçanın olmadığını, parça sonlarına yaklaştıkça “tamamlandığını” düşünürsek güzel bir yaklaşım.

Yeni sürümlere geçtiğim bir ara gösterge başaşağı döndü. Artık parça başlarken simge tamamen dolu gözüküyor, parça sonuna dolu boşalıyor. Amarok’un değişim notlarına baktım, bişi göremedim. Birkaç kişiye sordum, farkında bile değiller. Neyse ki kenarda güncellemediğim bir Amarok kalmış, ondan bakıp kafayı yemediğime; gerçekten eski sürümlerde böyle olmadığına emin oldum.

Sonunda Amarok’un forumlarında sordum, geliştiricisi kum saati tadında daha “anlaşılır” olacağına karar verip, değiştirmiş bu şekilde, ayarlanabilir halde de yapmamış. Ya benden başka buna takılan yok ya da takılanlar (da) üzerine bir bardak soğuk su içmiş :(.

Özgür yazılımların güzel tarafı, geliştirici ile aynı fikirde olmadığınızda çaresiz olmamanız. Geliştiricinin göstergenin işleyişinde yaptığı değişikliği eski haline getiren bir yama hazırladım, Amarok’un yeni sürümünü istediğim şekli ile keyifle kullanıyorum. İsteyenler için yamalanmış Slackware 11 paketini de buraya koydum.

End of an Era

Senelerce geceyi gündüzü beraber geçirdiğimiz Ekin‘i (de) İstanbul’a (geri) yolcu ettik.

Aslında buraya yazmak için bir sürü laflar hazırlamıştım kafamda ama iş yazmaya gelince hiçbirini yeterince iyi bulmadım. Birkaç paragraf yazıp bozduktan sonra pes ettim –> s/laflar/resim/g

(K)Networkmanager

Bugün KNetworkManager‘ın 0.1 sürümünün yayınlandığını görünce DBUS/HAL kullanırken birkaç hafta önce kendimi Pardus Hilton’un havasına kaptırıp (K)NetworkManager ile geçirdiğim saatleri hatırladım.

NetworkManager’ı artık –without-gnome parametresi ile derleyip GNOME bağımlılıkları olmaksızın kurabiliyorsunuz. 0.6.4 sürümünü derleyebilmek için NetworkManagerUtils.h dosyasının başına #define HEADERS_KERNEL 1 satırını eklemem gerekmişti. Svn’den aldığım KNetworkManager’ı derleyebilmek için ise ArchLinux’un yamalarına başvurmuştum.

NetworkManager her iki network cihazımı da görmesine gördü ama dağıtımın ayarlarını çöpe attı. (K)NetworkManager’dan da cihazları ayarlamayı beceremedim. KNetworkManager’a bağlantı ekle deyince YAST açmaya kalkması tam bir hüsrandı. Ağ ayarlarını son teknoloji grafik arayüzünden yapacağım diye bu kadar uğraşmaya değmez diyerek boyumun ölçüsünü almış oldum :)

Hani olur da DBUS/HAL rüzgarını yakalar da standartlaşırsa, o zaman tekrar görüşürüz artık…

Yeşil mercimek salatası

Genellikle limonlu salataları çok sevmem, nar ekşisini tercih ederim. Yeşil mercimekle yapılan bir salata arıyordum, bu tarifi ilk gördüğümde birkaç ay önce daha “otlu” ve sarımsaklı olan başka bir tarifle birleştirerek yapmaya çalışmıştım; çok başarılı olmamıştı. Ama sumak ve limon birleşiminden pek memnun kalmıştım.

Bu sefer uslu davranıp, tarifi birebir uyguladım (tabii dayanamadım yine, kahverengi pirinç kullanıp havucu da çiğ bıraktım ama olacak o kadar). Maydonoz ve nane koymayınca dereotunun tadı daha bir anlaşılır oldu. Bulgur pilavı ve köfte yemeyi planlarken bir baktım salatanın yarısını bitirmişim bile :)

KDE media:/’nın fstab desteği geri döndü

KDE, 3.5.4’te sadece hata düzeltmeleri içermesi gereken bir sürüm atlamasında media:/ kio’sunun kullanımı için HAL’ı zorunlu hale getirerek bu altyapıyı kullanmayan dağıtımlara sıkı bir kazık atmıştı. Nitekim Slackware’de media:/ özelliğini kullanabilmek için gerek HAL gerekse saz arkadaşı D-BUS ile boğuşmak zorunda kalmıştım.

KDE’ye yapılan yama ile fstab dosyasından cihazları okuma desteği geri geldi. Resmi duyurusu bile hazır olan Slackware 11 yolundaki en büyük engel de geride kalmış oldu böylece. Ben de masaüstü makinalarında DBUS/HAL kullanmak için gönül rahatlığıyla 1.0 sürümlerini bekleyebileceğim.

Mercimek köftesi geldi haanııım

Didem’le mercimek köftesi aşermemiz sonunda Portakal Ağacı’ndan aldığım tarife göre yaptım. Evdeki bulgur yetmedi, 2 bardak yerine 1.5 bardak kullanmak zorunda kaldım, öyle olunca biraz yumuşak oldu ama yine de pek başarılıydı. Bir sonraki yapışımda daha sert olur 2 bardak kullanınca, biraz da taze soğana zam yapmayı düşünüyorum :)

İlk (ve ikinci) Slackware paketim

Valla :). Uzun zamandır Slackware‘in orasını burasını kurcalamama rağmen hiç kendim paket yapmam gerekmemişti. Elbette Checkinstall ile otomatik olarak paketleyip kurduğum yazılımlar oldu ama hiç kendi elcağızlarımla paket hazırlamamıştım.

Pardus‘un contrib deposuna eklenen PySözlük uygulamasını deneyeyim diye indirdim. Kurulum için standart makefile ya da setup.py yerine özel bir python betiği çıktı içinden. Paketinde yer alan menü dosyasını, dokümanları da kurmuyordu. Eh dedim, ben bunu böyle kurarsam, kesin unuturum sonra menü dosyalarını, adam gibi paket yapıp kurayım.

Geçici bir dizinin içine kurulum dizinlerini oluşturdum. usr/bin, usr/share/pysozluk, usr/share/applications, … Bir de ek olarak install/ isimli bir dizin yapıp, içine paketin tanımını içeren slack-desc dosyasını yerleştirdim. Tek yapmam gereken geçici dizinin içinde makepkg pysozluk-1.0-i386-1.tgz komutunu çalıştırmak oldu. Tataam. Bana bir tek paketi kurmak kaldı.

Hızımı alamayıp bilgisayarımı kem gözlerden koruyan knazar’ı paketleyip, linuxpackages.net‘e yolladım. Bakalım, belki kabul ederler :)

Internet reklamı dediğin sağır dilsiz olur

Internet reklamlarının yeni marifeti sesli olmaları. Yüklenir yüklenmez konuşmaya başlayanları olduğu gibi, fare ile üzerlerinden transit geçtiğinizde çığlık vari sesler çıkaranları var.

Ses efektleri ile bilgisayar kullanmayı sevenler olabilir ama ben onlardan biri değilim. Sistemin bilumum ses efektlerini boşu boşuna kapatmıyorum. Bilgisayarın sesini tamamen kapatıyorum artık zaman zaman ama müzik dinlemek için açtığımda maruz kalabiliyorum, bazen de sesini açık unutuyorum. Namüsait pozisyonlarda da tezahür edebiliyor bu durum. Bu gidişle web istemcisinin ses tellerine ameliyat yapacağım.

Not: Müzik çalan web siteleri tamamen ayrı bir boylam. Kendilerinden özenle uzak duruyorum.

KDE 3.5.4, HAL ve D-BUS

KDE‘nin media:/ kioslave’i sevdiğimiz bir arkadaşımız. Medya-tik aygıtlarla uğraşmayı çok kolaylaştırıyor. KDE yeni 3.5.4 sürümünde ise beklenmedik bir kazık attı. Daha önce /etc/fstab dosyasını gözetleyerek de çalışabilirken, artık illa HAL isterim diye tutturuyor.

HAL (ve saz arkadaşı D-BUS) da kötü bişi değil aslında. Sadece genelde birçok yazılımın adapte etmesi gereken bir ortak standardı kullanmadan önce daha “mainstream” olmasını beklemeyi tercih ediyorum (Debian kadar olmasın).

Eh, KDE haşmetmahapları öyle buyurduğundan kaçacak fazla bir yer kalmadı. Slackware de 11.1’de D-BUS/HAL altyapısına geçmeyi planladığından iş başa düştü tabii. Yapılması gereken sırasıyla D-BUS’ın kurulması, HAL’ın kurulması ve kdebase paketinin sistemdeki D-BUS’ı ve HAL’ı belleyebileceği yeni ortamında tekrar derlenmesi. KDE wiki’sinde bu konuyla ilgili ayrıntılı bir belge var. Genelde yeni bir yazılım kuracağım zaman artık Pardus’un SVN’inden de yararlanıyorum. Derleme parametreleri, paketin bağımlılıkları, yapılan olası ek yamalar oldukça yol gösterici oluyor. Bazen yazılımların aradan özenle seçilmiş git/svn sürümlerine sulandığım da oluyor.

HAL/DBUS konusunda ise Pardus paketleri gözümü korkuttu. Zibilyon tane yama, policykit’i, Müdür entegrasyonu, haftada birkaç kez yenilenen paketler. KDE’ye saydırmaya devam ettikten sonra çeşitli kombinasyonlar denemeye başladım. D-BUS’ın en son kararlı 0.9x serisini denemeye kalktım, binding’leri ayırdıkları için QT, Python, vs için tek tek uğraşmak işime gelmedi. 0.62’ye döneyim dedim, HAL’ın son sürümü ile derleyemedim. Gözümü karartıp 0.9x’i deneyeyim dedim, HAL’ı geliştirme ağacından indirmem gerekti. E bari D-BUS’ı da geliştirme ağacından indiriim dedim, bu sefer de kdebase’e beğendiremedim. Arada Pardus’un kullandığı git sürümlerinden de denedim. Farklı kombinasyonları denemem sonucunda, D-BUS 0.62 ile HAL 20060816’yı çalışır hale getirmeyi başardım. Slackware’in bir paketini daha önce hiç tekrar derlemem gerekmemişti, çok kolaymış, ilgili paketin kaynak kod dizininde slackbuild betiğini çalıştırmak yeterli oluyor.

Tabii ben böyle debelenirken, başkaları da boş durmuyor. Ken Zalewski D-BUS 0.62, HAL 0.5.7.1p1 ve HAL destekli kdebase 3.5.4 paketleri hazırlayıp yayınladı. Yeni yaptığım bir kurulumda denedim, pek güzel çalışıyorlar. Böylece kendi deneylerimi de devam ettirmeme gerek kalmadı.

Sonuç : Sistemde çalışan iki servis daha :)