Sit Alanı'nın Seyir Defteri

Netkomiiiiiiiiiiks (tommiks)

Netcomics denen senelerdir kullandığım leziz, sapkın kolleksiyonculara göre bir program var. Alet internette zibilyon yere bağlanıp web’lerden günlük karikatür indiriyor. Onlardan albüm yapma gibi ultra gelişmiş fonksiyonları da var da, ben kullanmıyorum. Ha, indirdiklerine bir kere baktığım var mıdır, o ayrı bir mevzu.

Daha önce Passiflora’da çalışırlardı kendileri, adsl aldıktan sonra öküzlük etmeyip ofiste bir sunucuya kurdum. Orada bir süredir gitmekteler.

Ancak we lakin cvs’ten çekip kurduğum Netcomics, çalıştığı sırada belleğin canına koyuyor, takas alanını bitiriyor, Mleşşeği canından bezdiriyor, çoğu zaman Linux’un araya girip “höt otur aşşağı bakiim Netcomics” demesi ile iş bitiyor (oom_killer). Sadece dosya indiren bir makinada tam bir rezillik…

Aletin cvs’ine bakıyorum, bir aydır hareket falan da yok. Herkesin dana gibi belleği falan var da farkedilmiyor mu bu olay anlamadım ki… İşin kötüsü son kararlı sürüm de 2 sene önce çıktı ki, bu aletin dosya indirdiği siteler sürekli güncellendiği için güncele yakın bişiler kullanmak gerek :-(

Jugglar ile konuştuğumda bellek ve cpu limitlemem için ulimit’i önerip hatırlattı bana. Ya öyle bir ehlileştirme denemek, ya da direk 2 sene öncesine dönmek lazım. Ama bişiler yapmalı artık baydım makinada oom (out of memory) görmekten…

Hayır, Google bile netcomics ve oom kelimelerini tarattığımda git oradan dedi ya…

Rota(rakt) II : Rotam güzel rotam…

Bu sabah yeni oluşturduğum Uzun-1 rotasını takip etme azmiyle yola çıktım. 3. turun sonunda yorulmuş, baymış, vs durumdaydım… Normal rotama döndün ve son 3 turu orada yapıp bir de açığı kapatmak için 2 dakikalık kısa rota yaptım.

Farkettim ki “the” rotanın çok hafif eğimleri var. Yokuş, iniş olayları son derece tadında ve doğrusal biçimde. Parkın içinden geçen alternatif rotaların tamamında ise eğim sık sık değişiyor ve muhtemelen beni bu rahatsız ediyor.

Velhasıl demem odur ki… yüksek gerilim hattı falan hikaye, yerler ıslak olmadığı zaman esas rotadan şaşmamak gerke – berke – gerek.

Ne güzelmişsin sen Licq abla…

Barış Metin’e Cebir’den (Jabber) neden “her bişeye bağlanan” Gaim ya da Kopete tipi bişi kullanmadığımı anlatmaya çalışırken (eninci kere eninci kişiye) Licq’nun sayfasına bağlandım.

Bir de ne göriim… sayfanın tasarımı yenilenmiş (pek de güzel olmuş). Yeni sürüm çıkmış. İndirdim, kurdum, pek leziz… Ek olarak kullandığım osd (on-screen display efenim) plugini de 1.3.0′a eklenmiş. Ekin’in dualarını da kabul edip, msn plugini de eklemişler.

Daha ne ossun…

Yağmur ve Rota(syon)

Sabahın 8’inde kalktım (uyku saatlerini bir saat kısaltmak durumunda kaldım bittabii yürüyüşleri sabaha çekebilmek için). 15 dakikada kendimi aşağı atmaya başarıp giyindim, kendime musiki seçtim. Hava soğuk mu diye bir kafayı uzatayım dedim, o da ne… Uzun zamandır “yaw o zaman ne olacak” dediğim olay olmuştu : Yağmur yağmış.

130!

Dün akşam erken yatarken kafamda birçok bişi vardı. Sabah olanlarınsa bir kısmının yoktu…

Eg-zer-siz

Radikal insanların (ben diil) okuduğu ama benim de arada bir dellenip radikallesince (muhaha) okuduğum Radikal’de “Once Saglik” ekine goz gezdirdim kahvaltıda. Arka sayfadaki stresle başa çıkma pek faideli değildi. Ondan bir sonraki sayfada egzersiz/zayıflama kısmına bakayım dedim.

Efenim egzersizin 35 dakikadan az olanı çok bir poka yaramıyormuş. 35 dakikadan sonra metabolizma daha hızlı işlemeye başlıyormuş ve etkisi 5-6 saat sürüyormuş, o sayede ööle bir egzersizin sonrasında da 5-6 saat boyunca vücut daha fazla enerji harcıyormuş.

Bu durumda;
1 – Benim tempolu yürüyüşler şu anda 25 dakika civarı sürüyor (5 tur), 7 tura çıkana kadar (daha 10 gün var) bu hesaba uymayacak.
2 – Ben yürüyüşleri insanoğullarından olabildiğince uzak ve na-sıcak zamanda yapabilmek için geceleri yapıyorum, en fazla 1-2 saat sonra da uyuyorum. Mefta mı oluyor yani şimdi geri kalan saatler? Uykuya geçince metabolizma direk iner aşşağı çünkü. Sabahın köründe yürüsem bile birçok insanoğluyla karşılaşmak durumunda kalıyorum. Hııyk.

Bu arada gazete köşelerinde “uzman”(!) görüşlerini okuyup ona göre hareket eden kocakarılara döndüm ya… hadi hayırlısı.

Yauw amma tuzluydu yaoow…

8:30′da kalktığım günün üzüm+su kombinasyonuyla geçirdiğim 2.5 saatten sonra sabah kahvaltısı yaptım. Bugün simit yemeyeyim, simitsiz kahvaltı denemeleri yapayım (malum Montin-Kuntinyak amca susama da düşmanmış) düşüncesiyle hellim peyniri kızartıp yedim…

Allaam nasıl tuzluydu ipnetor… Normal peynir gibi hellim’i de suya koyup bekletebiliyor muyuz acep? Bir daha yemeden kesinlikle deneyeceğimdir.

Palamut…

Ağaç olan deel tabii… benim yemek yerine ağaçtan yazdığım nerede görülmüş. Balık efenim balık…

Kabak dolması (etli sürümü) hayaliyle başlayan öğlen yemeği planları, tavuk şiş + salata, kebapçıda kutlama (her zaman bir bahane bulunur), palamut+salata turları sonunda palamut+roka ile sonuçlandı.

Bol bol yememe karşın, zevk almak yerine kafa dağıtmak için yemek yediğim için sayın palamutların yeterince hakkını veremediğime üzülsem de, hala karnımın tok olmasından (2-2.5 saat oldu) anlaşıldığı üzere epey yemişim…

Daha bu bir başlangıç… Bekleyunus paluklar pen kelipyorum.

Dixie… (bir de Dixon Hill vardı, Star Trek TNG)

Efenim Dixie Dregs güzeldir, hoştur… Kendileri ile İdris Şahin tanıştırmışlardı beni, güzel melodik müzikleri ile kalbimi fethetmişlerdir.

Tabii ilk tanışılanlar hiç unutulmaz, What If ve Night of the Living Dregs albümlerini özenle tavsiye ediyorum.

Son günlerde sunuk (:-)) kaldığınız albümleri ise EmelEşşek’in bize son hediyeleri…

Dixie Dregs ile ilkili keniş pilki :
Gibraltar
ProgArchives

Slack/390

Efenim Slackware aldi basini gidiyor, S/390’a bile port edilmismis.

Kim demis Slackware maintainable diil, yok ciddi islerde kullanilmaz, hede hodo diye… Amcalara bakiniz, dana gibi makinaya kuruyorlar.

www.slack390.org