Öyle bir seyir defteri…

Yaya üst-alt geçitlerini nasıl bilirsiniz?

11 Nisan 2005 Pazartesi, 15:24 | Memat

Yaya üst-alt geçitlerini nasıl bilirsiniz?
Eser Atak – Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı

Masumane olarak düşünüldüğünde üst-alt yaya geçitleri yayaların rahatı ve güvenliği için düşünülmüş bir yapı olarak da görülebilir, kentleşmenin kaçınılmaz gerekleri olarak da… Ancak, çağdaş ulaşım politikaları ve yaya hakları kapsamında bu konu değerlendirildiğinde yaya üst-alt geçitlerinin yapılış amaçları ve kullanımındaki tablo daha farklıdır.

Ankara’da yaya üst geçitleri konusu 90’lı yılların ortalarına kadar sorun değilken, 11 yıldır trafikte kesintisiz akımın amaçlanması, yayaların karşıya geçişlerinde önemli sıkıntılara yol açmıştır. Herkesin çok şikayet ettiği yaya üst geçitleri, ışıklı trafik kavşaklarının kaldırılarak yerine katlı kavşakların yapılmasından sonra peşpeşe Ankaralıların yaşamına girmiştir. Önceki durumda yayaların düzayak geçtiği hemzemin geçitler, yapılan katlı kavşaklardan gelen araçların durmaması (akıtılması) için kaldırılmış ve yerlerine üst geçitler yapılmıştır. Akay Katlı Kavşağı ve Mithatpaşa Köprüsü’nün yapımının ardından Bakanlıklar’da, Meşrutiyet ve Mithatpaşa Caddelerine yapılan çok sayıda üst geçit bunun örneğidir. Hatta bazen ışıklar kaldırıldığı halde üst geçit dahi yapılmamış, yayalar akan trafikte ve can güvenliği açısından büyük risklerle karşı karşıya bırakılmıştır. İstanbul, Konya ve Samsun yolu kesimleri bunlardan birkaçıdır.

İnsan doğasına aykırı!

Kent trafiğinin durdurulmaksızın “akıtılmaya” çalışılması, yayaların hareketini kısıtlayan bir sonuç yaratmaktadır. Önce trafiğin durdurulmaması sonucu yayalara geçiş hakkı ortadan kaldırılmakta, sonra da sanki bir lütuf gibi, ‘yayalar için'(!) üst ve alt geçitler inşa edilmektedir. Ancak bu yaya üst geçitleri, tırmanma güçlüğü nedeniyle yayalarca kullanılmak istenmemektedir. Bu çok doğaldır, çünkü yapılan araştırmalara göre, üst geçitten karşıdan karşıya geçmek için yayanın enerji kaybı 9 birim, alt geçitte 6 birim, hemzemin yaya geçidi için ise yayanın enerji kaybı yalnızca 1 birimdir.

Üst ve alt geçitlerden karşıya geçişte harcanan enerji ve güçlüğün doğurduğu memnuniyetsizlik, doğal olarak yayaların taşıt yollarından düzayak geçme isteğine yol açmaktadır. Özellikle 2-3 şeritli Meşrutiyet ve Mithatpaşa caddeleri üzerine yapılan üst geçitler, yapılan bariyerlere rağmen tırmanma güçlüğü nedeniyle haklı olarak yayalar tarafından kullanılamamakta, taşıt trafiğini hızlandırma amacı da böylece gerçekleşmemektedir. Oysa, kavşak sinyalizasyonu ve hemzemin yaya geçitleri ile, gerek yaya, gerekse taşıt trafiğini çok daha sağlıklı ve hızlı hale getirmek olanaklıdır.

Üst geçitleri, yayaların geçeceği her noktaya yapmanız da imkansızdır. Örneğin İstanbul Yolu’nun 10 km’lik bölümünde 7-8 tane üst geçit yapıldığında 1.5-2 km uzunluktaki bir yol kesitinde tek bir geçiş noktası sağlanmış olmaktadır. Bu durumda iki üst geçidin ortasındaki bir noktadan karşıya geçmek zorunda kalan bir kişinin 750 m ile 1 km’lik bir mesafeyi yürüyerek en yakın üst geçide ulaşması gerekecektir ki, bu da son derece akıl dışı bir çözümdür. Bu nedenle yayalar yüzlerce metre ötedeki üst geçit yerine, bulunduğu noktadan akan trafik içinden karşıya geçmeye çalışmakta, bu da ciddi tehlike oluşturmaktadır.

Oysa trafik ışıklarıyla, hem ışığın olduğu kavşakta yayaların güvenle ve düzayak karşıya geçişi sağlanırken, duran trafik nedeniyle ışıklardan itibaren kilometrelerce uzunluktaki yolun pek çok noktasından yayalar için daha güvenli geçiş olanağı yaratılmaktadır.

Özellikle kentin merkezi bölgelerindeki üst geçitler, kent merkezindeki yaya hareketini güçleştirmeleri ve kısıtlamalarının yanında, görsel olarak kenti çirkinleştirmekte, yağışlı havalarda düşme tehlikesi yaratmakta, geçit ayakları yaya kaldırımını kapatmakta, altlarına ticarethaneler açılarak kamusal ulaşım altyapıları özel kullanımlara ayrılmaktadır. Hareket kısıtlılığına sahip kişiler için ise, eğer asansör gibi tedbirler alınmamışsa bu geçitlerin kullanımı olanaksızdır. Yani pek çok açıdan üst geçitler kullanışsız ve sorunlu bir uygulamadır.

Zemin kat yayalarındır

Diğer yandan, üst-alt geçitler yaya hareketini güçleştirmesinden dolayı yayalar aleyhine bir ayrımcılık yaratmaktadır. Yaya Hakları Bildirgesi’nin bir maddesinde; ‘Zemin katları yayalarındır. Genel kural olarak, yayalar, üst ve alt geçitlere zorlanamaz’ ifadesi yer alır. Çünkü, yayalar her zaman taşıtın içindekine göre korunmasız ve zayıftır. ‘Yolun karşısına geçmek’ gibi çok basit bir talebi vardır ve bu geçişi de üst ya da alt geçitlerin onlarca basamağını inip çıkmak zorunda kalmadan, düzayak yapmak istemektedir. Ancak bu ilke Ankara’da unutulmuş durumdadır ve her zaman zorlanan taraf yayalar olmaktadır. Taşıttan inildiğinde yaya olarak harekete devam edileceği unutulmakta ve sürücüler tarafından da bu uygulamalar desteklenmektedir.

Üst geçitler nerelere yapılmalı?

Yayaların sürekli alt ve üst geçitlere zorlanmaları, kent yaşamında istenmeyen çözümlerdir. Alt ve üst yaya geçitleri, otoyollarda veya kent çeperindeki hız yollarında yapılmalıdır. Bu yollarda da yayaların yola girmemesi için her türlü fiziki tedbir ve işaretleme yapılmak zorundadır. Öte yandan, yaya ulaşımı ve yaya yoğunluğunun taşıt trafiğinden çok daha fazla ve önemli olduğu Kızılay – Ulus gibi kentin merkezlerinde ve konut alanlarında ise yayalar için mutlaka hemzemin geçitler olmalıdır.

Üst-alt yaya geçitleri, katlı kavşaklar ve yol genişletilmesi gibi taşıt odaklı ulaşım politikalarının bir sonucudur. Eğer kent trafiğinde toplu taşım sistemleri desteklenerek konforu arttırılırsa kişiler özel araçları yerine toplu taşımayı tercih edecek, özel araç trafiği daha az olacak, katlı kavşakların yapımı da gündeme gelmeyecektir. Taşıtlar hemzemin kavşak ve yaya geçitlerinde duracağı için pek çok soruna yol açan üst-alt yaya geçitlerinin yapımına da ihtiyaç kalmayacaktır. Bu ise, Ankara’da günümüzde uygulanan ulaşım politikasının taşıt odaklı değil, insan ve toplu taşıma odaklı olmasıyla mümkün olacaktır.

Sayfalar: 1 2

  1. “Yaya üst-alt geçitlerini nasıl bilirsiniz?” İçin Yapılan 1 Yorum

  2. Arda 12 Nisan 2005 Salı günü dedi ki :

    Konuya olan bakış açımı kısmende olsa değiştirmeme sebep veren bir yazı.
    Evet, taşıtlar düşünüldüğü gibi yayalarında hakları olduğu unutulmamalı. Fakat yayalarında unutmaması gereken bir şey var ki, ülkemizde sürücülerin büyük bir kısmı halen sarı ışığın yavaşlama, kırmızı ışığında durması gerektiği anlamına geldiğini bilmiyorlar.
    Bu bilinçsizlik sonuçunda bir günde onlarca trafik kazası haberi ajanslara düşüyor.
    Yani yazıda sözüne ettiği gibi trafik ışığı konsa herşey güllük gülistanlık olur gibi bir kavram ülkemizdeki şöförler tarafından henüz benimsenmedi.
    Bu sebeble aynı yolda hem trafik lambası hemde üst/alt geçit varsa ben geçiti kullanmaya devam edeceğim.

Bir Yorum Yazın

You are logged in as . To logout, click here.