Öyle bir seyir defteri…

GPL ihlalleri ile yasal olarak baş etme yolları

18 Mart 2005 Cuma, 15:39

Netfilter/IPTables ekibinde yer alan ve aynı zamanda gpl-violations.org sitesinin yapımcısı Harald Welte ile güzel bir röportaj.

http://www.zdnet.com.au/insight/software/0,39023769,39185100-1,00.htm

Gezegen | GPL ihlalleri ile yasal olarak baş etme yolları için yorumlar kapalı
 

Dur, artık cache’leme

17 Mart 2005 Perşembe, 20:01

FireFox’un cache’leme cinayetlerinden bugün yeni birisine tanık oldum. Alet sayfa ebatlarını da cache’liyor. Diyelim ki, 1280×960’a göre ayarlı bir sayfanız var — 1024×768’e göre küçülttünüz. Alet içeriği yenilese bile ilk anda gene 1280×960 boyutlarında açıyor.

Benzerini daha önce de pulldown menüler ile yaşamıştım. Alet pulldown’da neyin seçili olduğunu numara olarak cache’leyip (baştan üçüncü örneğin), değişen pulldown seçeneklerine göre adapte olamayıp cache’ten yanlış olanı gösteriyor. İlla elle seçmeniz de gerekmiyor, kodda “SELECTED” olarak işaretlenmesi de aynı sonuca yol açıyor.

Web tasarımcıları/programcıları için tam bir kabus.

Gezegen | Yorum Yok »
 

Yuh… Böylesini görmemiştim

17 Mart 2005 Perşembe, 15:58

Atlanta Hawks@Cleveland Cavs

Basketbol | Yorum Yok »
 

RSS oluşturmak

17 Mart 2005 Perşembe, 15:40

Bir PHP yazılımının dışarıya RSS beslemesi için ufak bir betik yazılması gerekiyordu. Tabii az yaz, çok monte et yaklaşımının yılmaz takipçisi olarak hemen kendimi PHP Resource Index‘e attım.

Değiştireceğim ufak bir fonksiyon / sınıf ararken bir belge buldum. Amcam uzuun uzadıya laflara boğmadan hap gibi aradığımızı vermiş. Böylece RSS tanımlarına bile bakmamız gerekmedi.

Gezegen | Yorum Yok »
 

Ohh bee… Gezegen normale döndü

17 Mart 2005 Perşembe, 10:28

Tamam, anlıyorum, notbuğumda hala 800×600 kullandığım için işkence çekmeye mahkum olduğumu düşünebilirsiniz ama 1024×768 kullandığım masaüstü bilgisayarımda bile Gezegen acayip enine acayip genişlemiş gözüküyordu. Konan (barbar olan) resimlerin enine tikkat lütfeyn!

RSS beslemesi ile değil de, web’den takip edenlerin de canı var :-)

Gezegen | Yorum Yok »
 

Görmemişin DVD yazıcısı olmuş

15 Mart 2005 Salı, 00:04

SHN indirip indirip basmış.

Eskiden SHN biçimindeki müzikleri indirmekle uğraşmazdım. WAV’ın yarısı kadar yer kaplayan ve tamamen kayıpsız WAV’a dönüştürülebildiğini iddia eder kendileri. Yarısı da olsa iki müzik CD’si sonuçta ancak bir CD’ye sığabiliyor SHN biçiminde. Eh, benim de kendi müzik CD’lerimi basmak gibi bir huyum yok. MP3/OGG’a çevirmekle de hiç uğraşamadım.

Değişen ne oldu? Dabii ki depolama aracı olarak DVD kullanabilmek. Ucuzlayan boş DVD fiyatları ile beraber “yaw 700 MB dediğin 50-60 kuruş” deyişi artık “yaw 4.5 GB dediğin 50-60 kuruş” şeklini almış durumda.

Kısaca DVD çıktı mertlik bozuldu mirim.

Gelsin SHN konser kayıtları… İlk durak pek lezzetli Blues Traveler.

Musiki | 2 Yorum »
 

Kaç tane e-posta yazdınız?

14 Mart 2005 Pazartesi, 23:07

Durduk yerde ne kadar fazla e-posta / anında mesajlaşma ile iletiştiğim aklıma takıldı. İtiraf etmeliyim, bazen ağzımdaki kasları hareket ettirmekten bile kolay geldiği oluyor.

Ulu Sylpheed‘in arşivinden “Gönderilen” kutusuna baktım… 15 Mart 2002’den beri (3 yılda) kendi makinamdan 20667 tane e-posta yazmışım. Bunlara daha icq/jabber mesajları dahil bile değil. Yuf… parmakları amma çalıştırmışım konuşmalarımı tellerden aktarmak için.

Dune serisinin dördüncü kitabında Leto’nun günlük tutmak için kullandığı Ixia’lıların dictatel’lerinden olsa ne harika olurdu. Düşünüyorsun ve yazıya dökülüyor. Miyam…

Gezegen | Yorum Yok »
 

Fin-işi (neyin?)

14 Mart 2005 Pazartesi, 15:32

Freshmeat’e bakarken gözume çarptı. Tellu cici bir alete benziyor. Linux, FreeBSD ve Windows makinalarda çalışarak; makinalardaki donanım / yazılım ile ilgili gerçek zamanlı bilgi toparlayıp düzenli olarak merkezi bir MySQL sunucusuna gönderiyor. Toplanan verileri incelemek için Motif tabanlı bir de arayüzü var.

Kurcalamadım ama hoj gözüküyor. Bir de efendi gibi bir lisansla yayınlasa tam olacakmış.

Gezegen | Yorum Yok »
 

Ben olmişem

11 Mart 2005 Cuma, 22:04

Az önce Digi(digidigitürkleer)türk’teki film bilgisini okurkene, “bir roman uygulaması” diye okudum bir roman uyarlamasını.

Bilgisayar başından kalkmanın zamanı mıdır nedir…

Memat | Yorum Yok »
 

Kivi yeme teknikleri

11 Mart 2005 Cuma, 18:16

İlginçtir, kiviyi nasıl yediğime bağlı olarak tadı değişiyor sankim.

Ekin sağolsun, o kadar senedir hiç aklıma gelmeyen bir yöntemle yiyorum artık arada sırada. Kiviyi soymadan bıçakla ortasından ikiye kesip, kabuğunu bir çanak gibi kullanıp, kaşıkla içindeki kiviyi yiyebiliyorsunuz. Üşengeçler için süper kolay bir teknik.

Öte yandan soyduktan sonra dilimlemeden bütün halinde ısıra ısıra yemek de ayrı bir lezzet. Kivi belki hızlıca midenize iniyor ama ağız dolusu kivinin tadı da başka caanım.

Tabii klasik olan soymak, sonra ince ince dilimlemek ve tabakta servis yapıp, çatalla yemek. Ağır ağır yiyerek bir kiviyi yerken sanki çok kiviyi yemiş gibi hissetmek ya da sadece nazik olmak isterseniz uygulanabiliyor.

Yimmek | 4 Yorum »