Öyle bir seyir defteri…

Dayanılmaz sohbetler

20 Eylül 2005 Salı, 14:21

Doruk : Deja-vu oldum. Oynamayın layn Matrix’le.
Doruk : Aslında bu meşhur bilim kurgu filmlerindeki konuların hemen hepsi gerçekmiş. Devlet(ler) halkı yavaş yavaş sindirsin içine diye böyle filmlerle hazırlıyormuş.
Didem : Hepsi birden gerçek olamaz ki, çakışanları var.
Ekin : Paralel evrenler var ya.

Gezegen, Memat | 1 Yorum »
 

Feci gollerden

19 Eylül 2005 Pazartesi, 17:01

Dün 16:00 civarı televizyonun karşısına geçtim. Cnbc-e’de (Kanal E iken söylemesi daha güzeldi) bir dizi yeni başlamak üzereydi. Bakalım ne başlayacak, umarım sevmediğim bişi olmaz derken Without a Trace başladı. Herhalde istesem bu kadarını isteyemezdim. Hem de yeni sezonun ilk bölümüyle, tam bıraktığım yerde.

Tabii diziyle beraber, diziyi bıraktığım yer aklıma geldi… (Yazının devamını okurken dikkat! İzlemediyseniz sonunu söylemek kibin olacak)

Film / TV, Memat | 1 Yorum »
 

Keyifli bir domates çorbası

18 Eylül 2005 Pazar, 16:02

Öğlen saatlerinde Kadıköy’e doğru yürürken Antigue isimli bir cafe gördüm. Adı cafe ama menüsü birçok lokantadan daha zengin. 3-4 çeşit çorba, deniz mahsülleri, sebzeli yiyecekler, etli yemekler. Genele göre ekonomik de.

Kafayı içeri uzattım, güleryüzlü insanlarla karşılaştım. Kaşarlı bir domates çorbası içtim. İstanbul’a bir dahaki gelişimde ilk fırsatta birkaç dostu kapıp orada keyif yapmayı ve menüdeki yemekleri keşfetmeyi umuyorum.

Yimmek | Yorum Yok »
 

Arapça klavye

13 Eylül 2005 Salı, 20:55

Löker bugün Arabistan’dan aldığı yeni notbuğu “Çelebi” ile FCH’taydı. Ekin kendisiyle bol bol haşır neşir oldu. Löker de bu arada Ekin’in estetik kaygılarla ertelediği günlüğü ile uğraştı.

Arapça klavyenin nasıl olacağını hepimiz merak ediyorduk. İngilizce Q tuşları daha belirgin, altında daha küçük olarak Arapça harfler yer alıyor. Bence daha bile güzel olmuş, hafif doğu sentezi hoş bir hava veriyor.

Gezegen | 1 Yorum »
 

Aaa… Loudness

13 Eylül 2005 Salı, 18:40

Seneler seneler önce… (1990?) Disk çalar niyetine, daha ucuz olsun da elim uzanabilsin diye aldığım Sony Discman’im ile müzik CD’si alemlerine giriş yapmışım. Tunalı Pasajı’nın alt katında senelerce müdavimi olduğum Shades‘den önce yan dükkanına uğramıştım. Tepesinde “Once A Rocker Always A Rocker” yazıyordu, birkaç sene sonra kapanmıştı.

Oradan aldığım tek bir tane CD olmuştu, orada dinleyerek, beğenerek almıştım. Loudness isimli bir capon grubunun Soldier of Fortune (o ünlü olan diil) isimli, Iron Maiden ile JudasPriest karması bir albümüydü.

Zaman geçti, devran döndü, o CD iki elin parmakları kadar kayıp CD’lerim (birisine verdiğim ve geri alamadığım?) arasına girdi. Elimde başka albümleri olmadığı, benim için çok çok değerli olmadığı, Google falan da icat olmadığı için aklımdan uçup gitti.

Bugün elime o albüm tekrar geçti. Sabah Löker’in tüm protestolarına rağmen baştan sona keyifle dinledim. Google’a sordum, onlarca albüm çıkarmışlar. Diğer albümlerinden de edinip dinleme niyetindeyim.

Musiki | Yorum Yok »
 

Yeni kitaplar

13 Eylül 2005 Salı, 17:40

Tatilde okuyup bitirdiğim “Kristalin Hizmetkarı” kitabı ile beraber elimdeki Drizzt kitaplarının sonuna geldim. Kitabevinin forumundan baktığım kadarıyla bir sonraki kitap “Kılıçlar Denizi”nin çevirisinin gelecek ay çıkması bekleniyor.

“Yav kardeşim bu İthaki de ne zaman çıkartacak vakıf serisinin (Asimov) yenisini, bu hızla giderlerse 10 yılda çevirirler tüm seriyi” cümlesini kurmamla beraber girdiğim İthaki’nin sayfasında 3. kitabın geçen ay yayınladığını gördüm. Hemen Pandora sepetime ekledim…

Örümcek Kraliçe serisinin yenisi de çıkmış. Ama çok ilgimi çekmesine rağmen, serinin Türkçe’ye çevrilmesi tamamlanana kadar okumaya başlamayacağım. Kararlıyım.

Seneler sonra güzel bir kaçış yeri oldu bilimkurgu/fantezi.

Kitap | Yorum Yok »
 

Bir miktar sucuğum gelmiş

12 Eylül 2005 Pazartesi, 13:37

Yolda Afyon’dan aldığım iki kangal cumhuriyet sucuğunun bir kangalını sabah kahvaltısı + öğlen yemeği olarak bitirdim (oha!). Özlemişim yaw.

Acaba sucuğum (Kansu) napıyor…

Yimmek | Yorum Yok »
 

Maydanozlu köfteler

12 Eylül 2005 Pazartesi, 13:25

Bir döndüm neler olmuş neler… Microsoft’un Cebit’teki salonunda penguenler dolaşmış. Pardus’un Tulliana simge seti sonunda svn‘ye düşmüş. Slackware 10.2’ye iyice yaklaşmış. Daha okuyamadığım yüzlerce e-postada kim bilir neler gizli…

Freeciv 2.x serisi hızla devam ediyor. Bir sürü hata daha düzeltmişler. Zamanı durdurabilsem büyük keyif alırdım tüm dil dosyalarını Türkçe’ye çevirmekten. Freecol, Freeciv’in düzeyinde olsa o zamanı bir şekil yaratırdım herhalde.

Slashdot’un yine onikiden vuran bir anketine dikkat çekmeden edemeyeceğim.

Gezegen | Yorum Yok »
 

Aparatus denizus

10 Eylül 2005 Cumartesi, 15:03

Denizde yüzerken dalgaların yönümü kaybettirmesinden baydığımı farkettim. Yüzerken kafamı sudan kaldırdığımda yönümü belirleyebilecegim kuzey yıldızı tadında bir yapı (dağ, duba, vs) olursa durumu kurtarıyorum, öteki türlü vay halime.

Her ne kadar denizde yüzerken mayo dışında bir aparat takmayı sevmesem de, yön bulmama yardımı olacak bişi iyi olacak gibi. Pusulalı su geçirmez bir kol saati belkim.

Tatil yarın bitiyor, Ankara’ya dönüyoruz. Uzun zamandır ilk defa bir tatil bana yetmedi, sonunda baymadım, bitsin istemedim. Tatilin harikalığından çok, arınacak çok elektrik olmasından gibi…

Memat | Yorum Yok »
 

Ottt

09 Eylül 2005 Cuma, 21:47

Bir ot mezesi var ki arada bir açık büfede baş gösteren… Bir sürü yeşil çiğ ot ile sarımsak/yoğurdun dayanılmaz birleşmesi. Maydonoz, semizotu ve dereotu farkedebildik içinde… Başkaları da olabilir. Bazılarının sapları falan da var.

Temizleyip, ayıklayıp, doğrayan ben olmayınca ne kadar lezzetli geliyor meret. Ye ye doyamıyor insan.

Yimmek | Yorum Yok »