Öyle bir seyir defteri…

Çağrı merkezinde beklemek bizim yaşamımız

25 Ocak 2006 Çarşamba, 10:57

Bir çağrı merkezini aradığımda çoğunlukla “şu anda tüm müşteri temsilcilerimiz diğer müşterilerimizle ilgileniyor” lafı yiyip, telefonda bekletilirim. Bugün telefonum çaldı, açtım bir çağrı merkezi santraliyle karşılaştım. Onun beni araması bişi farkettirmedi, yine müşteri temsilcisi ile konuşmadan önce bekletildim.

Afyonumun hala patlayamadığı şu dakikalarda kafamda Yeni Türkü çalıyor:

Beklemek bizim yaşamımız
Vapur beklemek
Gün beklemek
İnsan beklemek
Çiçeklerin açmasını
Gecenin geçmesini
Sayfaların dolmasını beklemek

Beklemek sayrılığa dönüşmesin
Yönetmesin bizi beklemek
Kardeşleri var çok güçlü
Ümit etmek ve ertelemek

Gelişini beklemek
Uyanmanı beklemek
Çözülmeni beklemek
Başka bir yerde yaşamayı beklemek
Anlaşılmayı beklemek
Onbeşinde beklemek
Kırkında beklemek
Beklemek mi bizim yaşamımız?

Memat, Musiki | 1 Yorum »
 

Ayaklarını sıcak, başını serin tut

24 Ocak 2006 Salı, 19:28

Ayaklarım her üşüdüğümde ya da beynim kaynadığında aklıma bu atasözü geliyor. Kolaysa kendin yap diyesim geliyor. Çoğu zaman hayatım ayaklarımı sıcak, başımı serin tutmaya çalışmakla geçiyor. Yerden esinti fazla olduğundan ve yerle en çok haşır neşir olan ayaklarım olduğundan en çabuk onlar üşür. Vücudumun geri kalanını ısıtmak için kullandığım sıcaklık kaynaklarına başımı yaklaştırmaya gelmez, fazla hararet yapmaya çok meyillidir.

Sanki ayaklarım kendi hallerine bırakıldığında üşümeye, başım ısınmaya çalışıyor — ben de bu durumu tersine çevirmeye. Akıntıya karşı yüzer bir halim var. Şunların fiziksel yerleri ters olsaydı, ayaklarım kendiliğinden ısınır, başım da serinlerdi, böyle kaygılar olmazdı.

Memat | 2 Yorum »
 

FCH karlar altında

24 Ocak 2006 Salı, 18:49

Fotoğraftaki kapalı pencereden rüzgar girmekle kalmayıp, aradan kar tanelerini koyup, bir de utanmadan pencerenin diğer tarafına inşaat yapmış. Olay yeri ekiplerimizin incelemesi sonucunda pencerenin accık (fotoğraftaki kadar) açık kaldığı belirlendi.

Gezegen, Memat | 1 Yorum »
 

Çok sayfalı kitaplar

24 Ocak 2006 Salı, 16:51

Yoruyorlar beni. Uzun kitap okumasını severim ama problem kitabın fiziği. Tek elle zor açık tutuluyor çoğu zaman. Ağırlığı el/bilek ağrıtıyor. Yolda okumak için yana alması da dert — ağır olduğu için taşırken yük oluyor, büyük olduğu için çanta/palto ceplerine zor sığıyor.

Şöyle 400 sayfadan büyük olacak kitapları birkaç cilde bölmelerini talep ediyorum.

Kitap | 1 Yorum »
 

Queen + Paul Rodgers

24 Ocak 2006 Salı, 14:17

İlk beraber tura çıkacaklarını duyduğumda kimyanın tutmayacağını düşünmüştüm. Queen şarkılarına daha operamsı ses rengine sahip bir solist, mesela Rob Halford daha iyi gidebilirdi. Paul Rodgers‘ın Free‘den ve Bad Company‘den tanıdığım o yumuşak ve bir o kadar da lezzetli sesi daha klasik olan rock parçalarına gidiyor.

Şimdi “Return of the Champions” konser albümlerini dinliyorum. Evet… olmamış. Freddie Mercury‘nin anısına saygısızlık etmeyelim diye onu andırmayacak bir solist olsun diye mi düşündüler bilmiyorum, öyle ise gerçekten başarmışlar. Paul Rodgers’ın karizma da bin paralık (beş para + bin parça / 2) olmuş.

2006’da da beraber konser vermeye devam edeceklermiş. Herhalde konserlere giden dinleyiciler benim gibi düşünmüyorlar.

Musiki | Yorum Yok »
 

Icarus’un uçuşu

24 Ocak 2006 Salı, 08:49

Masaüstüme duvar kağıdı için resim aranırken, son OS/2 masaüstümde kullandığım resme rastladım.

Gezegen | 4 Yorum »
 

Digitürk 427. kanal

23 Ocak 2006 Pazartesi, 15:18

Bugün uzun süre sonra dinledim, pek keyif aldım.

Kendileri bir klasik rock radyo kanalı. İlk keşfettiğimde cennete düştüğümü sandım. Kendi arşivimden karma bir radyo yayını gibiydi. Sadece popüler grupları değil, 70’lerin klasik rock dünyasından birçok grubun parçalarını çalıyorlardı.

Sonra ne oldu? Fazla dinlemeye başladım. Dinledikçe aynı parçaları tekrar tekrar çaldıklarını farketmeye başladım. Grup seçimi konusundaki çeşitliliği, parçaları seçmekte göstermiyorlar ne yazık ki. Çaldıkları grubun başka dünya kadar parçası varken, aynı 3-4 tane parçasını döne döne çalıyorlar, bu da bir noktadan kusma etkisi yapıyor. Çok sevdiğim Creedence Clearwater Revival‘ı nadir dinler oldum, sürekli birkaç parçasını çaldıklarından dolayı.

427. kanalı artık nadasa bırakıyorum, öyle daha verimli sonuç veriyor.

Musiki | 2 Yorum »
 

TBHL 10 yaşında

23 Ocak 2006 Pazartesi, 13:22

1998 başında e-posta listeleri alemlerine girdiğimde linux@bilkent.edu.tr listesi ile beraber üye olduğum diğer liste basket@bilkent.edu.tr listesiydi, nam-ı diğer Türkiye Basketbol Haberleşme Listesi. 1996’da kuruldu, internet kullanabilen, Türkçe konuşan ve basketbol ile ilgilenen insanları ortak bir platformda topladı.

Birçok güzel insanla tanıştım. İletişimin bu kadar gelişmediği ilk yıllarda yoğun bir bilgi bombardımanı gibiydi. Maç skorları, istatistikleri, son dakika gelişmeleri… Basketbolla ilgili isteseniz de ulaşamadığınız birçok bilgi akardı. Samimi bir ortamda fikirler ve yorumlar uçuşurdu. Hatta web üzerinden Avrupa maçlarının canlı anlatımına bile önayak olmuştu. Bir kere de ben canlı maç anlatmıştım, hala unutamıyorum.

Yıllar içerisinde basketbol gelişirken TBHL de durmadı tabii, o da evrim geçirdi. Web sitelerinden artık yığınla bilgiye ulaşılabildiğinden haber kaynağı olma özelliği azaldı, istenilen bilgiye ulaşma konusunda yol gösterici rol oynamaya başladı. Üyeler arasından basketbol basınında aktif olarak rol almaya başlayanlar oldu — rutin yorumların bir kısmı profesyonel ortama taşındı. Artık her maç sonrası bir fikir paylaşımı olmasa da, gerektiğinde liste tekrar hareketleniyor ve herkes fikirleriyle “ben buradayım” diyor. Hala basketbol camiasını mekan bağımsız olarak bir araya getiriyor.

TBHL benim basketbola artan ilgi ve sevgimi sürekli besledi, yeni ufuklar açtı. Takım tutmanın ötesinde basketbolun kendisini seven insanlarla tanışabilmek büyük bir ayricalık oldu benim için. Onlarla bilgi ve fikir alışverişinde bulunmanın ne kadar keyifli olduğunu öğrendim. Çoklukla İstanbul’da olmadığımdan Beşiktaş’ta bir bar buluşması dışında Avrupa maçlarının öncesinde/sonrasında yapılan fiziksel buluşmaların hepsini kaçırdığıma çok hayıflanırım.

Keşke her ilgi duyduğum her konuda böyle bir topluluk olsa ve ben de onun parçası olabilsem.

Basketbol | Yorum Yok »
 

Salam ben

21 Ocak 2006 Cumartesi, 22:53

Enver’in günlüğünden aldığım bu haber bana birkaç tur çığlık attırırdı. Kudurdum. Perşembe günü GoogleTalk ile bir toplantıya katılabilmek için küfrede küfrede bir @gmail.com hesabı almıştım. Oysa direk kendi jabber sunucumdan katılabiliyormuşum zaten! Hrrr.

Düzenli haber takip etmeyen beynin cezasını…

Gezegen | Yorum Yok »
 

Aklın yolu bir

20 Ocak 2006 Cuma, 19:35

Kamil Koç’ta internete bağlanma maceramı daha önce anlatmıştım. Haftaiçi gazetede Kamil Koç otobüsleri internetlendi haberini görünce, aha dedim… Bu işi oturtamayıp bir de reklamını yapıyorsanız üzerine yaktım sizi.

İlk yarıyı kitap okuyarak ve uyuyarak geçirdikten sonra mola yerinde muavine yanaştım ve son gelişmeleri öğrendim. Aklın yolu bir tabii, atmışlar bluetoothları gelmiş 802.11’ler. Standart kablosuz ağ kartı ile çatır çatır bağlandım.

Olan benim bluetooth dangılını işe yarar bişide kullanmama oldu. Bari ellerinde kalan bluetooth erişim noktalarını çekilişle yolculara dağıtsalardı, oynardık. Cep telefonunu uzaktan kumanda niyetine kullanma işine yöneleyim en iyisi.

Gezegen | Yorum Yok »