Öyle bir seyir defteri…

Sulu sulu meyvalar gelsin artık

08 Haziran 2006 Perşembe, 13:56

Yaz geldi… sıcaktan bunalıyorum. Kan şekerimi fazla zıplatmayacak, hem su hem tatlı ihtiyacımı aynı anda karşılayacak meyvalar için duvara tırmanıyorum. Kayısı, şeftali, iri çekirdekli üzüm gelin artıkın… Gelirken yanınızda kiraz, vişne ve mürdüm eriğini de getirin. Yetti gari.

Ortalıktaki ucuz kirazlarda hiç iş yok. Dolgunları da çok pahalı. Kayısılar nispeten fena değil gibi ama yine de pek lezzetli değil. Çilek de gitti zaten :-(.

Uluborlu‘da 24-25 Haziran’da Kiraz Festivali olduğunun haberi geldi. Oraya gidip kiraz dolu havuzlara dalıp çıkmak istiyorum.

Yimmek | Yorum Yok »
 

Akşamın albüm dinleme listesi

08 Haziran 2006 Perşembe, 00:09

1 – Ernan Roch Con Las Voces Frescas – La Onda Pesada
2 – Hamana – Hamana
3 – Family – Music in A Doll’s House

Musiki | Yorum Yok »
 

Meksika aromalı rocuk

06 Haziran 2006 Salı, 17:55

Son günlerdeki favorim La Revolucion de Emiliano Zapata isimli bir Meksika grubu. Dişi/erkek karışık vokaller ve enfes fuzz gitar.

Elimdeki iki albümlerini döne döne dinliyorum.
 
 
 
 

Musiki | Yorum Yok »
 

Hırsız var, odağımı çaldılar!

05 Haziran 2006 Pazartesi, 16:22

Bir süredir yeni huy, çeşitli programlardan bir web bağlantısına bastığımda pencere otomatik değişip karşıma Firefox çıkmaya başladı. Kılçık bir durum tabii, bastığım bağlantıya ne zaman bakacağımı kendim seçebilmek istiyorum doğal olarak. O sırada başka bir işle uğraşıyor oluyorum, web bağlantısına basıp, sonra istediğim zaman gidip açılmış haline bakacağım oysa ki.

Bugün makinayı KDE 3.5.3’e güncelledikten sonra (Volkerding rulz), nereden yumurtladı bu huy diye bir bakayım dedim. KDE’de window specific ayarlara, “(Default)…” diye bir seri öntanımlı ayar eklenmiş. Büyük olasılıkla KDE 3.5.2 ile geldi. Aynen şöyle yazıyor : “Hede programı için odak çalmasını engellemeyi kaldır”. İçimde ilkel ve vahşi duygular uyanarak Firefox’un da içinde olduğu o kuralların hepsini sildim, paramparça ettim. Haykırışımla civar pencereler titredi : “Pencere odağımı ellemeyin!”

Gezegen | 1 Yorum »
 

Slam Dergisi ile abonelik keyfi

01 Haziran 2006 Perşembe, 21:10

Dergilere genelde abone olmayı sevmem. Geç gelirler, bayiden daha erken alabilirsin. Gelirler ama getiren insan posta kutusuna sokuşturur, buruşur. Ortalık bir yere bırakır, bir başkası alır gider, dergiyi beklersin.

Basketbol dergilerini de genelde sevmem. Aylık çıkarlar, basketbol haber gazetesi gibi olmaya çalışırlar ama üzerinden en az bir ay geçmiştir. Eski haberleri bayat bayat okursunuz. Bayilere geç gelir, çoğu bayide yoktur; çıktığı anda bulup okumayı başaramazsınız, iyice bayatlar, tadı kaçar.

Slam Dergisi ilk çıktığında; Murat Murathanoğlu, Kaan Kural, Murat Kosova isimleri bana derginin ilk sayısını aldırttı. NTV’de her Cuma yaptıkları NBA Stüdyo programını keyifle izliyordum. Basketbol yorumlarını dönem dönem beğenerek dinlediğim Yiğiter Uluğ da cabası. Epey arandıktan sonra dergiyi buldum, her sayfasından, her satırından müthiş keyif aldım. Güncel haber kısmını çok daha az tutup, röportaj ve yorum kısımlarına ağırlık vermişlerdi.

Abone olsam mı diye düşündüm, kuryeyle gönderiyorlarmış, kurye sevgime(!) hiç girmeyelim bence. Yani birkaç günlük yazısı çıkabilir ondan. Kurye firmalarını ve onların kalitesizliklerine rağmen bize onlarla evrak yollayan tüm kurumları iadesiz taahhütsüz uzak diyarlara havale etmek istiyorum diyeyim, gerisini siz tamamlayın.

Her yönden bastıran bu eksilere rağmen hadi boşver, ol abone dedim… Kendim ikinci sayıyı alana kadar ay ortası olmuştu, her bayide bulamıyordum. En fazla geç gelir, geç teslim alırsın, zaten pratikte de böyle oluyor dedim.

Geçen ay, ayın 2’sinde kurye geldi, kapımı çaldı ve dergimi teslim etti… Vayy dedim. Bugün ayın 1’i, yarım saat kadar önce ayaklarımı uzatmış, kulağımda Heather Nova, bahçe keyfi yaparken kurye geldi, kağıdı uzattı, imzaladım, dergiyi uzattı ve gitti. Yerimden kalkmadan dergiyi açıp okumaya başladım. Keyfe bak…

Yazıda amma çok “keyif” kelimesini kullanmışım — evet çok keyif bir insanım… Gölge‘den öğrendim.

Basketbol, Memat | 1 Yorum »
 

Dök dök ye

01 Haziran 2006 Perşembe, 20:41

Yıllardır Tat ketçap kullanırım. Ketçap manyağı sayılmam, hatta son senelerde iyice de azalttım kullanımımı, ama damak tadıma uygun lezzeti başka hiçbir ketçapta bulamamıştım. Hele Calve’yi hiç sevmem. Şekilden şekile de soksalar farketmiyor.

Ekin son zamanlarda “acısız ketçapları iyice domates salçasına çevirdiler, hiç baharat yok” serzenişi ile Knorr’un acılı ketçabından kullanmaya başladı. Benim aksime Ekin acı sevmez, o bu acıya katlanıyorsa var bu işte bir iş diyerek otlandım ketçaptan. Şaşırtıcı biçimde pek beğendim. Baharatı gerçekten tat katıyor. Tat Ketçap’ın benim üzerimdeki hegamonyasını kırdı valla.

Yimmek | Yorum Yok »
 

FreeNAS – hoş fikir

30 Mayıs 2006 Salı, 17:52

Belirli bir amaca yönelik (güvenlik duvarı, video çalar, vs) özelleşmiş Linux dağıtımları güzel sonuçlar verebiliyor. Bu dağıtımlarda özgür yazılımlar sizin için entegre ediliyor ve kolay kurup/kullanabileceğiniz hale getiriliyor. Özellikle ilgili konuda henüz kendi yoğurt yiyişiniz yoksa ya da oturtmayı düşünmüyorsanız, hayatınızı çok güzelleştirebilir.

Bugün haberlere göz atırken FreeNAS‘ı gördüm. Bir bilgisayarı sadece ağ üzerinde depolama aygıtı olarak kullanacaklar için başarılı bir fikir. FreeBSD tabanlı, 16 MB’tan az yer kaplıyor. Kurup ağa bağladıktan sonra bir web arayüzü ile tüm ayarlarını yapabiliyorsunuz.

Gezegen | Yorum Yok »
 

Gima’dan müthiş indirim!

30 Mayıs 2006 Salı, 10:37

Her gün kilosunu 0.79 YTL’ye aldığınız sivri biberin kilosu, özel indirimle bugün sadece 0.99 YTL. Sakın kaçırmayın!

Yimmek | 4 Yorum »
 

Yaktın bizi sinema.gen.tr diil Armada

27 Mayıs 2006 Cumartesi, 20:16

Araştırmacı gazeteciler Onur Küçük ve Arda Çetin, diğer internet sitelerinde de Armada Sinemaları’nda X-Men 3 oynuyor gözüktüğünü belirleyince, Armada’ya bir telefon edip saydırmak kaçınılmaz oldu. Görünen o ki, sadece internet sitelerinde değil aynı zamanda verdikleri gazete ilanlarında da o şekilde çıkmış. Film firması ile anlaşmazlığa düştüklerinden filmin vizyona gireceği sabah filmi iade etmişler, kısaca maymun olmuşlar.

Tabii zararın bir yerinden “dönülebilecek” yerler olan internet sitelerinde düzelttirmek için niye efor sarfetmiyorlar, orasını anlamak çok mümkün değil. X-Men 3 seyretmeye gelen onu bulamayınca başka filme girer diye düşünüyorlarsa, olmuyor, biz denedik. X-Men 3 havasına girdikten sonra izlenebilecek bir film yok orada.

Bu akşam istikamet başka bir sinema salonu…

Film / TV, Gezegen | 1 Yorum »
 

Yaktın bizi sinema.gen.tr

27 Mayıs 2006 Cumartesi, 00:38

X-Men 3‘ün sinemalara geldiğini haber almamızla beraber pek hevesledik Didem’le.

Filmlere ilk geldikleri sırada gitmeyi genelde sevmem aslında. Cuma günü gelirler, ilk 3 gün zaten haftasonuna denk gelir. Haftasonu kalabalığına ilk gün kalabalığı eklenir. Nerede çokluk orada bokluk… Yaw kaç gündür de dışarı çıkmadık, gece geç saat seansına gidelim, tenha olur dedik.

Zuxxi kapandığından beri çok bayılmasak da iş gördüğü için sinema.gen.tr sitesini kullanıyoruz sinema takibi için. Bugün bize öyle bir kazık attı ki… Baktık gece seansı X-Men 3 hangi sinemalarda oynuyor diye, Armada’ya yollandık. 23:45’te sinema gişesine gidip “X-Men 3, 2 kişi” dediğimde aldığım cevapla şaşkına döndüm : “X-Men yok ki”. Nasıl yani… Bakındım salonlara, bırakın gece seansı olmasını, film Armada’nın 10 salonunun hiçbirinde oynamıyordu. Öööle kakalak gibi kaldık. O saatten sonra oynadığı başka bir sinemaya gitmeye kalksak, yetişmenin de imkanı yoktu. Kös kös eve döndük…

Biz mi yanlış gördük diye sayfaya bağlandık, X-Men 3 güya Armada’da oynuyor gözüküyor :

Ne diim şimdi… A mı diim, B mi diim, C mi diim, D mi diim?

Film / TV, Gezegen | 3 Yorum »