Öyle bir seyir defteri…

(Süper) dişi

25 Kasım 2006 Cumartesi, 21:18

Süper dişi diye kromozomlarla ilgili bir hastalık vardı da, ne olunca oluyordu diye aklımıza takılınca Google’a sorduk. XX yerine XXX kromozomlu olunca oluyormuş. Yalnız yazılar arasında şöyle bir ifade vardı ki, bizi bizden aldı :

Zeka geriliği XX taşıyan bireylere göre iki defa daha fazladır.
Memat | 1 Yorum »
 

Krename’i tersten kullanmak

22 Kasım 2006 Çarşamba, 16:57

Krename toplu dosya ismi düzeltmeleri için sağ kolum :). Bırak dağınık kalsın demesi kolay, Monk kadar olmiim, ben de az takıntılı diilim bazen.

Krename’de dosyaların başından n karakteri tıklayarak silmek kolay ama aynı işlemi sondan yapmaya kalktığında arayüz dosya uzunlukları farklı olduğu için çok sayıda dosyada tutturamıyor. Biraz notasyonunu kurcalayıp uğraşınca buluyorum, kullanıyorum, sonra bir dahaki sefer dosyaların sonundan karakter silmem gerektiğinde tekrar kurcalamak zorunda kalıyorum (unutuyos yaşlılıktan napalm). Artık yazayım bir kenara da unutmayayım dedim. Hem başka ihtiyacı olan olursa da, buyrun afiyet olsun, ben yedilisini pek kullanıyorum –> [$1;[length-7]]

Gezegen | Yorum Yok »
 

“Best of” albümler ve krema

21 Kasım 2006 Salı, 20:18

Bir grubun en iyi (kime göre, neye göre) parçalarının toplandığı toplama albümlere oldum olası gıcık olmuşumdur. Stüdyo albümleri bütündür, bölünmez. Çok istiyorsan konserler var di mi ama?

Bakınız insan Cream‘den sırayla Sunshine of Your Love, Crossroads ve White Room‘u bir kere dinleyince de bir daha iflah olmuyor.

Musiki | Yorum Yok »
 

2.6.16 ile SD-HCI

18 Kasım 2006 Cumartesi, 14:36

SD kart okuyucularını sürücüleri için 2.6.15 ve öncesi için yamalar yayınlanıyordu, 2.6.17’de zaten çekirdeğe girmişti, 2.6.16’da ise o sırada -mm serisi çekirdeğe sürücüler girdiği için yazarı 2.6.16 için yama hazırlamamış.

Özgür yazılım kullanıcıları neyse ki boş durmuyorlar. E-posta liste arşivlerini taradığımda benim gibi -mm serisi olmayan bir 2.6.16 ile SD kart okuyucu kullanmak isteyen bir kullanıcı değişiklikleri toparlayıp bir yama haline getirmiş, rahatça kullanabildim. Sürücüde 2.6.18 öncesi yapılan böyük yenilikleri içermiyor ama en azından ihtiyacımı karşılayacak kadar çalışıyor. Her “cins”e çözüm olması ne güzel :)

Gezegen | Yorum Yok »
 

Yerel Pisi Dep(p)osu

09 Kasım 2006 Perşembe, 01:32

Bir kurumda aynı yerel ağda bulunan birçok Pardus bilgisayarının güncellenmesi için yerel bir pisi deposu oluşturulması ile ilgili pardus-kullanicilari listesinde birkaç kez e-posta yazmıştım. Pisi’nin pek bi kararlı hale geldiği ve Pardus’un yeni kararlı sürümüne yaklaştığı şu günlerde e-postalarda yazdıklarımı bir belge haline getireyim dedim : Yerel Pisi Deposu Kurulumu

Eh artık Çağlar‘ın da “rsync servisini açtırdın zaten senin dışında kullanan yok” bızıklanmasından kurtulurum umarım :)

Gezegen | Yerel Pisi Dep(p)osu için yorumlar kapalı
 

Pedallı klozet kapağı

08 Kasım 2006 Çarşamba, 15:45

Evde çöp kovasını açmak için pedala basmaya alışmış olarak geçen gün tuvalete girdiğimde klozetin kapağını açmak için ayağımla bir pedal arandım ama havamı aldım.

Hani fena fikir olmayabilirdi; pedala basar, işim bitince, pedalı bırakırdım kapanırdı, salt sıvı boşaltımlarını hiç eğilmeden halletmiş olurdum. O da çöp, bu da çöp…

Memat | 3 Yorum »
 

Köpeeeğğğiiiiiim

07 Kasım 2006 Salı, 16:17

Pavlov’s Dog grubunun ilk albümü Pampered Menial‘ı dinliyorum, ilk kulağa çarpan Rush‘ın Geddy Lee‘si ile Family‘nin Roger Chapman‘ının karması enfes vokaller oluyor. Bir kere duyduktan sonra mutlaka tekrar duymak isteyeceğiniz türden. Vokallerin etkisinden kurtulduktan sonra albüm ilerledikçe klavye, viyolin, viyola, piyano ve nice çalgılar dikkatinizi çekmeye başlıyor. Yarım saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.

Musiki | Yorum Yok »
 

Sunucu için masaüstü bulamıyorlarsa dizüstü kullansınlar

07 Kasım 2006 Salı, 16:16

Uzun süredir eski Pentium serisi makinaları test sunucusu ya da az yüklü işlerde kullanıyoruz. Zamanının gözde parçalarıyla donatılmış bir Pentium 200 MMX’i hayata döndürmeye çalışıp elimdeki son iki adet makul boyutlu sabit diskin de hatalı sektörlere sahip olduğunu gördüğümde hayal kırıklığına uğradım. Hani P2 olsa yeni disk koymaya çalışırdım ama bunların işi gerçekten zor. x’te çalışan diski ile y’deki ile değiştir, oradan çıkanı z’ye aktar, z’den çıkanı bunu monte et derken ohoooo harcadığım emeğe yazık.

Derken bir anda aklıma (yok malum yerde değil) geldi, illa niye alıştığımız anlamda bir sunucu yapmaya çalışıyordum ki… Dizüstülerin yaygınlaşması ile artık “eski” dizüstü bilgisayarlar da var geri dönüşüm için. Dvd okuyucusu ve disket sürücüsü bozuk, pili mefta, klavyesinin tuşlarının bir kısmı kırılmış, ekranıyla gövde arasındaki bağlantıları zayıflamış P3-450 / 192 MB RAM’li bir dizüstü vardı elimde. Hasar görmüş parçaların hiçbirine ihtiyacım yoktu ki. Eski dizüstümden kalma Linux yüklü bir 2.5″lik 5400 rpm diski taktım, bir de network bağlantısı, yapmaya uğraştığımdan çok daha hızlı bir sunucum oldu :)

Gezegen | 3 Yorum »
 

Ooooooooooley

06 Kasım 2006 Pazartesi, 22:05

X-Men: Evolution seyrediyordum da aklıma geldi, Shadowcat‘ten ne güzel matador olur >8-)

Film / TV | 1 Yorum »
 

Bilişiyoruz

05 Kasım 2006 Pazar, 17:38

Seminerlerde özgür olmayan yazılımın paylaşımcılığı engelleyek toplum/insan yapısına zarar vermesinden bahsederken şuna benzer bir örnek veririm çoğu zaman : “Komşular arası dayanışmanın kültürümüzde önemli bir yeri vardır. Komşunuz kapınızı çalıp yardım istese, seve seve yardım edersiniz. Aç olduğunu bilseniz, düşünmeden son ekmeğinizin yarısını bölüp verirsiniz. Peki ya yazılım? Tamam, henüz o kadar bilişen bir toplum değiliz ama; komşunuzu misafir ederken sizde işine yarayacak/beğendiği bir (özgür olmayan) yazılım olsa, size ben de alabilir miyim? dediğinde ne yapacaksınız? İki tane birbirinden kötü seçenekle karşı karşıyasınız : Ya komşunuzla programı paylaşacak ve yasalar önünde suç işleyeceksiniz; ya da olmaz diyeceksiniz ama komşunuz aslında bunu kolaylıkla yapabileceğinizi ama yapmadığınızı bilecek. Üstelik dijital ortamda kopyalamanın da size ek bir maliyeti yok. Bunu komşunuz da bildiğinden ilişkileriniz zedelenecek ve o da başka bir zaman sizinle (başka bir şeyi) paylaşmayacak. Bunun tüm toplumda insanlar arasında gerçekleştiğini düşünün…”.

Devir değişiyor, komşunun torunu az önce kapıyı çalıp “rahatsız ediyorum ama boş disket ya cd’niz var mı?” dedi, ben de çok normal bir şeymiş gibi tabii deyip içeriden bir boş cd’yi alıp zarfa koyup verdim.

Boş tabağın dolu gelmesi durumu buna uygulanmaya kalkılırsa, aman aman…

Gezegen | 3 Yorum »