Öyle bir seyir defteri…

Bek mi dedin?

30 Mart 2008 Pazar, 16:34

2.5 ay önce günlüğümün ambalajını yenileyip tekrar diriltmeye çalıştım. İnanılmaz güzel bir temaydı, gördüğüm en iyi temalardan biri, ama günlüğüme bir türlü yakıştıramadım, içime sinmedi. Umarım ileride kullanabileceğim bir proje olur, o temayı kullanan uygun bir siteyi güncellemek, geliştirmek pek keyifli olurdu.

Hal böyle olunca, dün yeniden tema aramaya giriştim — ne kadar zor olduğunu hatırladım. Çok çabuk sıkılıp ilk temama dönmeye karar verdim. Baktım ama onun da yüzü çok eskimişti yav. Bakınca içim karardı. İnsanlar sağlam vakit harcıyor olmalılar tema beğenmek ve daha sonra istedikleri şekle uydurmak için. Hatırladım ki, ben de iyi zaman harcamıştım zamanında o tema ile (boşu boşuna değiştirmiyor değildim herhalde). Eh, kaderde varsa deyip tekrar giriştim tema bakmaya. Afilli bir sürü temayı gezdikten sonra, daha sade temaları sevdiğimi farkettim. Küçük görüntüleri ile yetinmeyip daha yakından baktığım temaların çoğu alışıldık renkleri kullanıyor. Hiç resim kullanılmayan bir tema aradım bir süre, bu sefer de çok ruhsuz oluyor diye düşündüm. Sonunda bir tane resim kullanılan bu temayı buldum.

Bitti sanıyorsunuz değil mi, ı-ıh. Temayı kendi günlüğüme uydurana kadar bir o kadar daha uğraştım. Yazı başlığı resimmiş, kullandığı yazı tipini bulamayınca, bari kendim bir yazı tipi seçeyim dedim, buyrun zibille denemeye :). Çoğu insan keyif alır bunlardan, ben nedense görsellik konusunda alamadım o keyfi bir türlü. İstediğimi tarif edeyim, ona göre olsun bitsin hemencecik isterim. Giysi alışverişi yapmayı da o yüzden sevmiyorum herhalde — hele üzerimde denemek falan (temayı kurup sitede denemek gibi), amaniiin. Düşüncesi bile daralttı :). Yazı tipini de hallettikten sonra, resim beğenmeye geldi iş. Normalde resim koymayı sevmem ama temanın orjinalinde hoş gözükmüştü. Geçen yıl yaptığımız Artvin gezisinin fotoğraflarına bakayım dedim, eh, yüzlerce fotoğraf arasında seçme işlemi başladı bu sefer. Ayıkladıklarım arasından uygun boyutlarda kesmek neyse ki pek sorun olmadı, ayırırken tamamı yerine yatay bir kesidi işe yarayacak fotoğraflar bakmıştım.

Bitti mi? Haayıııır. Tema İngilizce tabii. Otur yazıları Türkçe’ye çevir, zaman göstergesini düzenle, bilgileri düzenle, gereksiz yerleri kırp… Oh bitti galiba. Cık. Koyduğum fotoğraf kesmedi beni, diğer ayırdıklarıma yazık oldu. Oturup onları da kesip/biçtim. 6 tane fotoğrafım oldu. Değişmeli olsun bari, her gün rasgele birisi değişsin dedim. O da oldu. Sen sağ ben selamet.

Kısaca siz siz olun… temanızı değiştirmeyin :)

Genel, Memat | 4 Yorum »
 

Ay em bek

09 Ocak 2008 Çarşamba, 02:23

Uzun zamandır seyir defterimi feci halde ihmal ediyordum.

Ambalajı değiştirmekle işe başladım. Daha biraz rötuşları var ama çoğu bitti.

Eh, başlamak bitirmenin yarısıysa gerisi çorap söküğü gibi gelecek :)

Genel | 4 Yorum »
 

1 litrelik şişe su

22 Eylül 2007 Cumartesi, 22:59

Dün Erikli‘nin yeni bir litrelik şişelerini gördük, bugün de bizzat test ettik. Daha önce yapmamaları ayıp olmuş.

Ne gereği mi var? 0.5 litre olan şişeler bir dikişte direk bitiyor ve gerçekten susayan azmanları doyurmuyor. 1.5 litrelik su ise, alıp kafaya dikmek için çok ağır ve büyük (buzdolabı/ev kullanımı için yapıldığından olsa gerek). 1 litre işte tam çok su içenler için ideal. Zaten bir de “ay 0.5 litre bana çok geliyor bitiremiyorum” diyen suyu damlalıkla içenler için 0.33’lük çıkartmışlardı, 1’lik ile 0.33’lük beraber iyi bir takım olmuşlar.

0.5 litrelikler piyasadan kalksın bence, kimseyi mutlu etmiyorlardı (bööle de nankörüm).

Yimmek | 5 Yorum »
 

Bal-kaymak-manyas peyniri

08 Eylül 2007 Cumartesi, 18:40

Yine bir bal-kaymak kahvaltısı sonrası hortlayan bal-kaymak krizi ile karşı karşıyayım. Bunu gidermek için Afyon’dan geçerken kaymak ve bal aldık. Bugün kahvaltıda manyas peynirini kaymakla ezip, balla karıştırarak değişik bir lezzet elde ettim.

Feci güzel bişi, yemeye doyamadım, hatta elimdeki manyas peyniri bitti. Peynir edinir edinmez (kaymak bitmezse o zamana) yine yiyecek ben.

Yimmek | Yorum Yok »
 

Betik turşusu

08 Eylül 2007 Cumartesi, 11:17

Pardus’un yerel pisi deposunu tutmak için rsync kullandım uzun süre. Yazılımların sadece son sürümlerinin tutulduğu test ve contrib depoları için hala çok kullanışlı bu yöntem. Ama kararlı depoda eski ikili paketler de tutuluyor, zaman geçtikçe de o depo giderek büyüyor. Eh, disk yerine yazık :>

Yav sadece son ikili paketlerin tutulduğu bir tane depo da olsa da, oradan rsync alsak diye Çağlar’ın kapısını tırmalayıp havamı aldıktan sonra; rsync’i o depo için rafa kaldırdım. Her yazılımın son paketlerin neler olduğunu depo indeksinden çıkarıp, onlar dışındakileri silip, son paketleri de depodan indiren bir betik hazırladım. Çok verimli çalışmıyor ama iş görüyor.

Fakat farkettim ki ben 2 aya yakındır bu betiğin turşusunu kurmuşum, önce biraz test edeyim derken bir yerde yayınlamayı unutmuşum. İşine yarayan olursa, buradan alabilir.

Gezegen, Pardus | 1 Yorum »
 

En “pembe” Star Trek jenerik müziği

25 Ağustos 2007 Cumartesi, 19:47

Next Generation, Deep Space Nine, Voyager derken 2000’lerde çekilen Star Trek serisi Enterprise dizisini izlemeye başladık.

Bir jenerik müziği var ki, Star Trek “geleneğine” bu kadar alakasız kaçabilir. İnsan ne olduğunu şaşırıyor, ben ne izliyordum da böyle bir müzik başladı oluyor, hızlı bir yukarı tuş hareketi acıyı dindiriyor ama üçüncü bölüme geldik hala ilk şoku atlatması zor oluyor.

Film / TV | 1 Yorum »
 

Aaah… kabak çiçeği dolması!

11 Ağustos 2007 Cumartesi, 13:59

İnsanın bu kadar da damarına basılmaz ki ama…

Yimmek | 8 Yorum »
 

Kayıpsız müzik dosyalarınız gerçekten kayıpsız mı?

08 Ağustos 2007 Çarşamba, 23:46

Teknoloji sağolsun hemen her kalite(sizlik)de dijital müzikten müzik CD’si yapabiliyoruz. Bu da “kaliteli” müzik kaynağı olarak addedilen CD’leri daha bir güvensiz hale getiriyor. Her gördüğümüz CD’yi babamız sanamıyoruz :(.

Bu güvensizliği aşmak için geliştirilmiş güzel bir algoritma var –> auCDtect. Çok leziz bir araç, dosyaları analiz edip bir sıkıştırma emaresi varsa onu yakalıyor ve size dosya hakkındaki tahminini iletiyor.

auCDtect sadece wav dosyalarını destekliyor ve yazık ki Linux için sadece konsol arayüzü var. Aslında flac, ape, shn gibi kayıpsız sıkıştırma formatlarını da destekleyen (bunları arkaplanda wav’a çevirip auCDtect’ten geçiren) kolay kullanılan bir grafik arayüz yazması eğlenceli olabilirdi. Bir “ah gün benim için 48 saat olsa, diğer insanlar için 24 saat kalsa da vakit ayırabilsem” projesi daha… :)

Gezegen | 1 Yorum »
 

Sekmelerde sek sek oynamak

04 Ağustos 2007 Cumartesi, 22:34

Firefox 2.0’a geçince en sağdaki genel sekme kapatma simgesi yok olunca (her sekmenin sağına koymuşlar), o simgeyi geri getirecek bir eklenti arayışına çıktım. O arada hayranlık uyandırıcı “Tab Mix Plus” eklentisine rastladım.

Çok ince ayrıntısına kadar sekmeleri nasıl kullanacağınızı ayarlayabiliyorsunuz. Şu tuşa basınca sekme açayım ama arka planda açılsın, değişiklik olup da okumadıklarım farklı renk gözüksün, kapatma işaretinin yeri farklı olsun, açtığım sekme en son değil de bulunduğum sekmenin yanına eklensin, kapattığım sekmeyi geri getir, sekme ismini “progress bar” olarak kullanmak ve benzeri zibilyon farklı ince ayar yapabiliyorsunuz.

Gezegen | 2 Yorum »
 

Hala kendime gelemedim, şoktayım

03 Ağustos 2007 Cuma, 22:30

TTnet’in yeni tarifelerine göre internete 50 YTL daha az para ödeyip, iki katı hıza çıkıyoruz. Amanin boo.

Yükümüz de artacak tabii — spice must flow :>

Gezegen | 2 Yorum »