Elektrogitar baskınlığı olmayan özgün bir tını. O olmayınca doyasıya bass. Fazla caza kaçmadan rock tadında yaşanan bir saksafon keyfi. Yumuşak bir vokal. […]
Waiters on the Dance albümünü dinliyordum. Hafif Cressida, hafif Renaissance, biraz da Hawkwind’in zuzay etkisiyle uçuran bir albüm. Daha fazla bilgi toplamak […]
MySQL gezegeninde Jeremy Zawodny’nin ilk web sunucusunu anlattığı günlüğünü okuyunca kendi ilk internet sunucumu hatırladım. O dönem çalıştığım işyerimdeki masa sehpamı depodaki […]
Teknoloji gelişti, mertlik bozuldu. Eskiden kutlanacak özel günler için kart beğenirdik. Şimdi ise e-posta ve kısa mesaj (sms) bunun yerini almış durumda. […]
Portakal Ağacı düzenli takip ettiğim nadir günlüklerden. Günlük mutfak maceralarını harika fotoğraflarla süslüyor. 2005 yılını uğurlamak için yerleştirdiği fotoğraf ise bir kere […]
İsmail Njam‘i paketlememi isteyince, onu kıracağıma şeytanın bacağını kırayım dedim ve giriştim. Hayatında Checkinstall aracı dışında hiçbir şekilde paket yapmamış biri için […]
Pac-man sever miydiniz? Ben oynamaktan çok keyif alırdım. O yüzden Njam‘i bulduğumda pek sevinmiştim. Pac-man teknolojisini dibine kadar kanırtmışlar. Ağ üzerinden birden […]
Montinyak patates püresini elimden alınca ona yakardım, o da bana kitabından nohut püresi tarifi yolladı. Nohutu tuzlu soğanlı suda haşlayıp süzdükten sonra […]
2001 yazından beri masaüstünde Linux kullanıyorum. İlk ve uzun süre tek göz ağrım Windowmaker oldu. O yıl LKD‘nin Internet Haftası kapsamında düzenlediği […]