Semizotu Yemeği
30 Eylül 2017 Cumartesi, 18:52 | YimmekOtlar pişince çok nankör oluyorlar. Dünya kadar otu yıkayıp, doğrayıp bir tencereye dolduruyorsunuz, bir pişmeye başlıyorlar, suyunu bırakıp, boyutunun 1/5’ine iniyorlar. Benim rastladığım bir madımak otu var bunu yapmayan, o da İç Anadolu’da yetiştiğinden pek bırakacak suyu olmadığından herhalde.
Birçok otu “yaav o kadar yıkadım şimdi” diye kıyamayıp yemek yapmıyorum, çiğ olarak salatada yiyorum. Tabii Ankara’da bulduğum otların fiyatlarının da etkisi var.
Semizotunu da pek seviyorum ama genelde salatasını yapıyorum. Ama dün Karabük’ün pazarında bir kilo semizotunu Ankara’da bir demetini aldığım fiyata bulunca doldurdum torbaları tabii.
Bir tencere ya da tavada rendelenmiş 2 tane soğanı zeytinyağında kavuruyorum. 2 tane rendelenmiş domatesi de katıp, biraz daha pişiriyorum. Semizotlarını yıkayıp, doğrayıp (özellikle sap kısımlarını ince ince doğramaya dikkat), ayrı bir tencerede bir miktar su ile pişiriyorum. Semizotları sönüp, sularını salınca, suyunu süzüp soğan ve domateslere katıyorum ve karıştırarak kısık ateşte pişiriyorum.
Genelde ot yemekleri ya pirinçli ya da ek olarak kıymalı yapılır. Ben son 10 yılda kendimi hafif bir akşam yemeğine alıştırdım ve bu hafifliği de genelde sebze yemekleri ile sağlıyorum. İçine sadece pirinç katınca (her ne kadar çok güzel olsa da) bile akşamım için fazla doyurucu oluyor (yanında yediğim on yüz milyon yoğurttan da olabilir). O yüzden zaman içinde otları sade yemeye alıştırdım damak tadımı.
Ot yemeği yaparken tencerenin kapağını kapatmıyorum, otlar kararmıyor böyle olunca. Tuz da katmıyorum: Hem çabuk sularını salmasın diye hem de otların bazen kendi tuzu da yeterli olabiliyor.