Sacramento Cennetinde Sorun
11 Ocak 2006 Çarşamba, 07:10 | Basketbol99-00 playoff’larının ilk turunda Lakers’ın canına okudukları ve ucu ucuna elendiklerinden beri ilgi ile izliyorum Sacramento Kings‘i. Üzerine Hidayet Türkoğlu‘nu takıma kattıklarında ilgim giderek artmaya başlamıştı.
En sevdiğim yönleri ise bol pas ve akıl dolu oyun tarzları. Genelde bireysel becerileri ön plana çıkan NBA takımları arasında parıldıyorlar. Tek bir oyuncuya yüklenmek yerine, yükü 5 oyuncuya da dağıtıyorlar. Uzunlar asist üzerine asist yaparken, kısalar da bol ribaunt topluyor. Bunların maç içindeki kombinasyonlarını seyretmek ise büyük keyif veriyor.
Genelde takımlar iyi bir takım yakalar, çıkışa geçer, sonra düşüşe geçer, o oyuncuların emekli olması ile de dibe vurur. Oysa 99-00 sezonundan beri takımı sürekli iyi yönde yeniliyorlar. Düşüşe geçen oyuncuları da takımdan göndermekte gecikmiyorlar. 6 sezon sonunda ilk 5 baştan aşağı yenilendi ve galibiyet yüzdeleri %50’nin altına hiç inmedi. Böyle istikrarlı takıma seyirci de geliyor tabii, n maç üstüste salon tamamen dolu oynuyorlar.
Geçen sezon ortasında takımın yıldızı olarak pompalanan Chris Webber‘ı gönderdiklerinde şıkıdım şıkıdım oynamıştım resmen. Sürekli mücadeleden kaçan, kolay sakatlanan, “yumuşak” yapısı Sacramento’nun şampiyonluğa çok yaklaştığı dönemlerde onları yakmıştı bence. Bu sene yerine monte etmeye çalıştıkları Shareef Abdur-rahim‘i gördükçe, şampiyonluk kovaladıkları yıllarda Webber’ın yerine o olsaydı ne kadar farklı olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Belki maçın gidişatını değiştirebilecek bir oyuncu değil ama Kings’in ihtiyaç duyduğu sürekliliği ve bir 4 numaradan beklenenleri sağlıyor.
Vlade Divac‘ın yerine başarıyla oturan Brad Miller favori pivotlarımdan. İnsanın pivot olup takımında asist lideri olabilmesi için ne olması gerektiğini sanırım hepimiz biliyoruz. İçeriyi zorlamaktan kaçınmıyor, dış şutu var, savunması da hatrı sayılır. Mike İbibik‘te bir point gard’dan aranan hemen her nitelikten var: İçeri dalarak savunmayı yarıyor, pas dağıtıyor, şutu güçlü, zor anlarda eli titremiyor. Stojakovic kendi şutunu yaratamasa da, yaratılan şutu çok nadir kaçırıyor, ligin belki de en iyi saf şutörü. Geriye ilk beşte bir tek skorer gard kalıyor. Doug Christie‘nin yerinde önce Cuttino Mobley, şimdi de Bonzi Wells oynuyor. İlk beşte zayıf olabilecekleri tek nokta o pozisyon, onda da gene kalburun epey üstü bir oyuncuları var.
Yedek sırasına baktığımızda ise geçen yıllara göre epey zayıflamış durumda. Bobby Jackson (1-2) ve Hidayet Türkoğlu (2-3) yoklar. Yerlerine gelenler ise birkaç gömlek aşağı oyuncular. Pota altı için Kenny Thomas ve Brian Skinner gibi iyi alternatifler olmasına karşın ön alan çaylak ya da kalbur altı oyunculara kalmış durumda.
Takım bu sezon normalde yedek sırasından alması gereken desteğin yarısını alamazken bir de sakatlık dertlerinden bir türlü kurtulamadığından yedek sırasına daha da çok gereksinim duyuyor ve çuvallamaya başlıyor. Şu anda %40’lık galibiyet yüzdesiyle Pasifik Grubu’nun dibindeler. Stojakovic sakatlıktan daha tam kurtulamadan yeniden tekrar sakatlandı. Yanına geçen haftalarda Bonzi Wells ve Shareef Abdur-rahim de eklendi. İzlediğim kadarıyla çaylaklar tahminlerin üstünde performans da gösteriyorlar ama bir yere kadar.
Gerek sakatların iyileşmesi, gerekse takımın kendine gelmesi için biraz zaman gerekecek. Kendilerini playoff’lara kadar toparlamış olacaklarını düşünüyorum ama bütün problem playoff’lara kadar gelebilecekler mi? Dişli bir Batı Konferansı‘nda ilk 8’e girecek kadar galibiyet yüzdelerini toparlayabilecekler mi?
Sacramento, titre ve kendine gel yav. Hak etmiyorsun olduğun yeri.