Pastırmalı Kurufasulye
04 Eylül 2017 Pazartesi, 10:08 | YimmekPastırma güzel olduğu zaman yemeyi çok sevdiğim bir yiyecek. Çiğ olarak ayrı severim, pişmiş olarak ayrı severim, her türlü yerim :).
Son senelerde güzel pastırma bulamadığım için yiyemiyordum. Bu derdimi duyan arkadaşlarımdan biri beğeneceğim bir pastırma buldu bir-iki sene önce. Şimdi de “yaav yiyince kokuyorum, birkaç gün insan içine çıkılmıyor” derdi çıktı (yerim dar biraz, ivit).
Gündelik hayatta mecburen anca yemek yediğim yerlerde menüde yakaladığım, bazıları iyi bazıları kötü olan paçanga börekleri ile pansuman yapmaya çalışıyorum.
Pastırma yemem için ideal zamanlardan biri deniz kenarında tatildeyken. Her gün yüzmekten insanda koku moku bişi kalmıyor. Ama orada da pastırma yiyene kadar balık yiyesim geliyor haliyle.
Geriye ancak bugünlerde olduğu gibi, tüm Türkiye’de yaşamın durduğu, insanların büyükşehirleri boşaltarak topluca tatile gittiği zamanlar kalıyor. Sakin bir yaşamı tercih etmeye çalışan biri olarak haliyle o zamanlarda büyükşehirlerde kalıp şehir tatili yapıyorum :). Bu uzun dönemde insan içine çıkmamak da mümkün olduğu için gelsin pastırrmalarr…
Bakliyatları (üşenmediğim zamanlarda) biraz farklı yapıyorum. 1 bardak kurufasulyeyi bir gece önceden ıslatıyorum. Sonra düdüklüde üstünü kapatacak kadar su koyup, tuz ekleyip, 2-3 dakika kadar haşlıyorum. Amaç kurufasulyenin tamamen değil, yarı yarıya haşlanması. Diğer yarısı yemeğin geri kalanıyla pişmeli.
Bir tencerede de tereyağını kırmızı toz acı biberle robottan geçirilmiş bir irice kuru soğanı kavuruyorum. Üzerine robottan geçirilmiş 3 orta boy domatesi katıp, bir miktar daha pişiriyorum. Kurufasülyeleri suyu ile beraber ekliyorum. Karabiber ve bir tatlı kaşığı un katıp, karıştırıp, kapağını kapatıyorum. Kısık ateşte pişmeye bırakıyorum.
Fırını 200 derecede önceden ısıtmaya başlıyorum. Fırına sığacak bir borcamın içine, pastırmaları yerleştiriyorum. Bütün değil ama biraz parçalayarak koymak daha güzel oluyor. Bir dilim pastırmayı 3-4 parçaya bölebilirsiniz. Elinizle parçalamanız yeterli, öyle bıçağa falan gerek yok. Düzenli yerleştirmeye de uğraşmayın. Sonrasında tenceredeki yemeğin altını kapatıp, borcama boşaltıyoruz. Pastırmalarla iyice karıştırdıktan sonra fırına veriyoruz. Yemeğin üstü katılaşmaya ve kararmaya başladığında (yakmayalım tabii), artık fırını kapatabiliriz. Yenmeye hazır demektir :)
Un yemeğin suyunu koyulaştırmaya (helmeli dediklerinden) yarıyor. Fasülyenin düdüklüde çok pişmemesi önemli, yoksa geri kalan yemekle de pişip püreye dönüşebilir. Bakliyatlarda üşendiğimde fırın aşamasını atlayıp tamamen tencerede pişiriyorum ama pastırmalı olunca genelde atlamıyorum, zaten nadiren yapabiliyorum, bari daha bi güzel olsun diye. Pastırma miktarı elbette ne kadar pastırmak istediğinizle bağlantılı tamamen — kurufasülyeli pastırmaya çevirmeniz de mümkün yemeği.
Çemenlere özgürlük… :)