Kamil Koç ra-hat-lığında son demler?
27 Haziran 2008 Cuma, 01:09 | Mematİstanbul-Ankara arasını her yıl defalarca katetiyorum. İş olsun, eş-dost görme olsun, hanımköylülük olsun. O yol kaçınılmaz biçimde karşıma geliyor. O 450 km’lik yolu çekilir kılan başarılı bir otobüs firması oluyor genelde.
“Önce Kamil Koç vardı”. Harbiden öyleydi. Zamanında direk Kadıköy’den kalkan özel seferleri vardı, inanılmaz bir keyifti. Avrupa yakasından otobüs gelmesini beklemek yok, köprüde trafik sıkıştı laflarını dinlemek yok, servisle zaman kaybetmek yok. Rıhtıma gelip otobüse binip direk uyumaya başlayabiliyorduk. Sonra bu uygulama tarih oldu, Kamil Koç’un cazibesi de yok oldu.
Sonra Asya Tur geldi. Normalde bir tur firması ama Ankara-İstanbul arasında az sayıda da olsa otobüs seferleri vardı. Diğer otobüslerle aynı paraya inanılmaz bir konforla gidip geliyorduk. Geniş, yumuşak koltuklar, güleryüzlü bir servis. Gece çok geç saatte otobüsü olması nedeniyle sevgiliyle maksimum zaman geçirilebiliyordu ;). Üstelik gündüz makul bir saatte varabilmek için duraklamasız gidiyor, diğer otobüsler gibi uzuun molalarla değerli zamanımızı harcamıyordu. Otobüs indiği anda servisleri kalkıyordu. Ne yazık ki bu mutluluk da uzun sürmedi, Asya Tur bir süre sonra bu seferlerden vazgeçti.
Ve Nilüfer… Standart otobüslerle insan gibi hizmet nasıl verilir bize gösterdi. Böyyük, pek pahalı (ve bir o kadar kurumsal) otobüs firmaları dışında taşeronla değil de kendine ait otobüslerle bizi götürmeye başlayan ilk Nilüfer’di — üstelik aynı paraya. İnanılmaz gülümseyen bir personel, acayip ikramlar, anında kalkan yolcu servisleri, yepyeni otobüsler ama en önemlisi bilet alabileceğiniz adam gibi bir internet sitesi ile dudak uçuklattı. Nasıl bir anda mantar gibi bittiler, nasıl böyle üst düzey bir hizmet veriyorlardı inanamıyorduk. Ne mi oldu? Diğer insanoğulları da Nilüfer’i keşfetti, otobüsler tıklım tıklım hale geldi, artan müşteri kitlesiyle aynı kaliteyi korumayı başarmakta zorlanmaya başladılar. Biz de ufaktan ikilemeye…
Kamil Koç tekrar vurdu! Sonunda Ulusoy, Varan, Boss gibi snob firmaların yanında tekli geniş koltuklu rahat otobüslerle geldi. Üstelik fiyatı diğerlerine kıyasla çok daha ucuzdu. Hem cep telefonu da kapatmak zorunda değildik. Internet bağlantısını ilk başta bluetooth’la dağıtmaya kalkıp bizi üzdülerse de, hatalarından çabuk döndüler. Tekli koltukların araları bana dar geliyordu ama çift koltukların arası pek rahattı, koridor gibimsi yoktu. Sonra… sonra mı? Rahat hat uygulaması çok rağbet görmeye başlayınca, yer bulma sıkıntısı baş gösterdi. Birkaç kez otobüsün farklı yerlerinden alıp dizlerimin bile sığamayacağı rahatlıkta(!) gidince şaşkına döndük, olayı çözmek birkaç ayımızı aldı. Efenim Kamil Koç’un rahat otobüslerindeki çiftli koltukların aralarındaki mesafe kısalıyordu! Hem de öyle böyle değil, en arkadaki çiftli koltuk arası ile normal çiftli koltuk arasında tam 10 cm fark var — evet mezroyla ölçtüm, manyağım. Aynı parayı ödeyen iki yolcudan biri yaya yaya giderken, diğeri ziplenip gidiyor. İnsan iki koltuk az koyar da insanları böyle kandırmaz yav. Hadi dedik, belirli bir yerden alırız. Sonra Kadıköy’den kalkan servisleri otobüs saatinden yarım saat önce kalkarken, artık 45 dakika önce kalkmaya başladı. Ya arada dolmuşçuluk yapıp başka semtlere uğruyor ya da terminale o kadar erken varıyor ki orada 20-30 dakika otobüsü bekliyorsunuz. Otobüse binme zorlukları burada da bitmedi — Ankara’da tüm otobüs firmaları Çayyolu’nda Mesa Koru önünden yolcu alırken, Kamil Koç süper bir uygulama ile orada durmamaya ve çevreyolu çıkışından yolcu almaya başladı. Bunun yolculuk başına bize çıkan faturası iki nokta arasında gitmek için yolculuk başına 10 YTL taksi parası. Hadi çek bunu da sineye. Tuttu ya rahat hat, sayısını arttırmaya başladılar. Ne kadar güzel derken, fiyatına da zam yapmaya başladılar. Eh, 10 YTL taksi parasını da ekleyince gerçekten tuzlu hale gelmeye başladı. Tabii sefer sayısı artınca “eski” alışkanlıklara dönüş de başladı : Dün gece 23:30 rahat hattıyla geldim, servisleri yarım saat kaldırmadılar, 00:00 rahat hattıyla gelenlerle beraber gittik. E birader o zaman ben niye yarım saat önce otobüse bindim, salak mıyım? Yarım saat daha evimde oturur öyle binerdim otobüse. İki kuruş servis masrafından kaçınacaksan, yarım saat arayla koyma otobüsleri, 23:59 ve 00:00 diye iki araç kaldır aynı saatte, kandırma biz zavallı yolcuları. Ya da tek araç kaldır, olduğu kadarıyla yetin. Sefer sayısı artması bununla kalmadı tabii — bir de yer kayması olayı var. Bir yolculukta önceden güzel güzel biletimizi aldık, otobüse bir bindik yerimiz değişmiş, bir ön çift koltuktayız! Nasıl olur yav dedik, bilete baktık, doğru gözüküyor. Herhalde yanlış aldık dedik, kahrolduk. Bir sıranın ne önemi var diyeceksiniz, kayma sonucu önünde demir olan ve o yüzden daracık bir yer olan orta kapının tam arkasına düşerseniz önemi oluyor efendim. Dönüşte bilet alırken farkettik ki, yine aynı numaralar bu sefer almak istediğimiz koltuğa karşılık geliyor. Ne oluyor yav diye müşteri hizmetlerini aradığımızda artık biri büyük biri normal iki tip rahat hat otobüsü olduğunu öğrendik. Anlaşılan o ki bizim aldığımız sırada küçük olan otobüsü dolunca büyütmeye karar vermişler, bizi de demirlerle kucaklaştırmayı umursamamışlar. Damlaya damlaya okyanus olmasından görünen o ki, Kamil Koç rahat hattının da bizim için miyadı dolmaya başladı.
Eee… şimdi nereye çufçufluyoruz? Kim bilir…
“Kamil Koç ra-hat-lığında son demler?” İçin Yapılan 4 Yorum
Yagmur 07 Temmuz 2008 Pazartesi günü dedi ki :
Uc abicim, otobüslerde ne isin var?
sahingunes06 11 Temmuz 2008 Cuma günü dedi ki :
yaa kusura bakmayın ama bence rahat hat o fiyata gercekten mükemmel, ve bence sorun sizin gibi cok cok cok zor begenen müsterileri memnun edebilmek zor ve maalesef kamil koç gibi alanının en iyilerinden biri olan bu firma bunu henüz başaramamış :)
Timuçin Kızılay 23 Temmuz 2008 Çarşamba günü dedi ki :
Ankara – İstanbul yolculuğu en iyi trenle olur diye biliyordum ben. Yemekli vagona yayılıp biramı höpürdete höpürdete yolculuğu hiçbirine değişmem.
ismail 25 Aralık 2008 Perşembe günü dedi ki :
sevgili Memat arkadaşım Kamil Koç daha ne yapacak karayolu ulaştırma sektöründe bence her alanda olduğu gibi bu konuda da büyük çığır açmıştır.Bana göre değil gerçekten tartışılmaz olan tek şey var ki Sektörün önderi gene de Kamil Koç…yolu açık olsun