Öyle bir seyir defteri…

İstanbul’da bir günlük lezzet turu

12 Ocak 2007 Cuma, 15:49 | Yimmek

Geçen hafta bugünlerde lezzet turunu tamamlamış, evime dönmüştüm. Sindirip yazıya dönüştürmem bir haftamı aldı :) (Tembellikten değil yani ;-))

İki aşamalı operasyonda ilk durağımız Polonezköy’de Polina Cafe idi. İlkay ve Banu uğrak yerlerini bizimle paylaştılar. İki tane salata isteğimize, “abi salatalarımız zaten dört kişilik” diyen garson ne kadar salata sevdiğimizi bilmiyormuş anlaşılan :). Otlu börek (polina böreğinde aklım kaldı, bir dahakine kesin yiyeceğim), pirzola, köfte, tatlı (n çeşit tatlıdan sadece biri ne yazık ki) ile dur durak bildik. Kendimizi tebrik ediyorum o açıdan.
(Evet, pirzolanın fotoğrafı yok; onu yemekten fotoğrafını çekemedik 8>).

   
 
   

İlkay ve Banu’dan ayrıldıktan sonra, rahat durur muyuz; Çetin, Bahar, Ekin ve Gürer’le buluşup soluğu Moda’da aldık. Hedef tabii ki Ali Usta idi. Ekin’in aç olması, benim de arsızlığım sayesinde önce Dodo’ya oturduk. Mantı güzeldi yaw. Aç olmamama rağmen beğendim. Hani Kadıköy’deki Sayla ile yarışabilir düzeyde. Assolistler en son boşu boşuna en son çıkmıyorlar, gecenin geri kalanını damağında onun dayanılmaz tadı ile geçiriyorsun : Ali Usta’nın dondurmalı sahlebi. Fotoğrafını görünce yine canım çekti yaw, olsa da içsek.

   

Bunlar da bişi mi, sen bir de hedeye git dediğinizi duyar gibiyim, bir günde anca bu kadar oluyor :). Daha fazlasını yiyince de, tatların hepsi birbirine karışıyor, hiçbirinin yeterince tadını çıkaramıyorum.

Bir Yorum Yazın

You are logged in as . To logout, click here.