İki kere rafine
03 Aralık 2005 Cumartesi, 22:05 | GezegenDile kolay 5 yıldır aynı notbuğu kullanıyordum. Yıllar geldi geçti, bir türlü yeni bir notbuk edinmedim. Günlük işlerimi yapmak için bana yetmesinin yanı sıra yeni modellerde bir türlü istediğimi bulamıyordum. Her birinin bişileri istediğim gibi değildi. Tonla para verip istediğini alamama durumu vardı. Bekleyen derviş muradına ermiş, sonunda birkaç gün önce bir gazete ilanında [1] aradığıma çok yakın bir notbuk buldum.
(“Rafine” kod adlı yeni notbuğum özgürleşirken)
- Hafif! Daha hafifleri var ama bu da 2.1 kg. 3-3.5 kg civarında oluyor genelde notbuklar.
- Accupoint’i var. Hani şu klavyenin ortasındaki fare niyetine kullanılabilen nesne [2]. Dokunmatik farelere oldum olası alışamadım. Elimi klavyeden kaldırmadan kullanabildiğim o nesneyi pek seviyorum. Harici fare takma alternatifinden de hiç hazzetmiyorum. IBM dışında eli yüzü düzgün hiçbir markada bulamamıştım. Hiç ummadığım hoş bir sürprizdi.
- Geniş ekran (widescreen) değil. Evet, geniş ekran sevmiyorum. Sinemada falan güzel de, bu bilgisayar kardeşim, kare kullanmayı seviyorum ben. Yenilerin çoğu artık geniş ekran.
- 1400×1050 çözünürlüğe kadar çıkıyor. Kullanacağımdan değil, 1024×768’den fazlası beni bozar hala ama ileride lazım olduğunda kullanabileceğimi bilmek hoş.
- Sabit diski 5400 rpm. En bi yeni birçok makinaya bile 4200 rpm disk koyup beni tilt ediyorlardı. Tamam aletin pili daha uzun dayanıyor ama daha yavaş çalışmasına değmiyor yahu. Notbuklar diski yavaşlatmasa da zaten yeterince yavaş aletler. Gerçi boyutu diil işlevi önemli diyerek eski makinamdaki 5400 rpm diski aktarmaya hazırdım ama böylesi daha güzel oldu tabii :-)
- Üzerinde com port’u var. Evet yani moda usb var nasıl olsa diye com port’ları notbuklara koymayan zındıklar var. Belki günlük kullanımımda com port’a ihtiyacım olmayacak ama alakasız cihazlar hala com port kullanıyorlar ve benim de onları kurcalamam gerekebiliyor.
- Gerçekten düzgün bir Türkçe Q klavye. Nası yani demeyin, eski notbuğumda shift ile z tuşları arasında olması gereken uluslararası klavyelere özgü tuş (üzerinde <>|) olan tuş yoktu. Nilgün Belma Bugüner’in katkılarıyla altgr klavyesi [3] kullanıyordum o yüzden.
- Linux’ta ndiswrapper’sız çalışan düzgün bir kablosuz ağ nesnesi (iw2200) var. Nadir olanı ndiswrapper kullanılması gerekenler ama onlardan birine denk gelip kablosuz ağa bir çeşit Windows emülasyonu ile bağlanmak istemezdim açıkçası.
- Bir BIOS arayüzü var! Bir sürü BIOS’suz dizüstü yüzünden az mı ağladık… Eski notbuğumun BIOS’u ancak Windows’taki ayar programıyla ve Linux’taki muadili Toshutils ile değiştirilebiliyordu. Problemsiz de olmuyordu. Üstelik kendi test işletim sistemi / araçları ile geliyor (her ne kadar Pardus’un betasını kurcalarken uçurmuş da olsam). Windows’tan bağımsız bir disk bölümüne yerleşen bu şeker (kız kendi) sayesinde sistemin tüm parçalarının düzgün çalıştığını 1 saate yakın süren kendi testleri ile kontrol edebiliyorsunuz.
- Çok gerekli olmayan ama hoş bazı ciciler : Gigabit ethernet, firewire, infrared (hiç kullanmadım, yeni oyuncak), kendinden mikrofon, svideo çıkışı. Paralel portu da yerinde (onu da sökebiliyorlar yenilerde).
- Yeni notbuklarda bulunan teknolocilerden bluetooth ve sd/mmc kart okuyucusu yok ama zaten her ikisi ile de henüz haşır neşir olmadım. Bir usb bluetooth aleti her zaman takabilirim ileride gerekli olduğunda; sd/mmc kart okuyucu ise illa notbukta olması gereken bir alet değil, normal bir masaüstüne takılable bişi.
- Tüm bunların üstüne ucuz! 839$’a aldım ki (hemi de 15 taksit) Datron’lar falan o civarlarda, o fiyata Dell bulmak hoş bir sürpriz oldu. Hatta aynı modelin bir seviye altını 799$’a bulabiliyorsunuz.
Daha ne ossun… İçine gömülü Windows’u olmasın :-(. Keşke olmasaydı. Bu kadar artıya boşvermek zorunda kaldım. İçim hep cız edecek bunun için savaşa devam etmeyi bir sonraki notbuğa ertelediğim için. Biz bunu yapmazsak kim yapacak?
Son söz… Mutluyum, gururluyum. İlk izlenim olarak sonunda istediğim gibi bir notbuk buldum.
[1] Gazetelere bilgisayar parçaları ile ilgili verilen ilanlar harbiden işe yarıyormuş, tabii tek sorun ilanı verenden değil başkasından almam oldu >8-). Cumartesi sabahın körüne saat kurup Yazıcıoğlu’nun o öldürücü Cumartesi kalabalığı ve karmaşası ile uğraşmadan hızlıca notbuğumu kaparak kaçtım. Nihohaha!
[2] Bazı kaynaklarda yapay klitoris/göğüs ucu olarak da geçiyor.
[3] Standart İngilizce Q klavye kullanırken Türkçe’ye özgü karakterleri de basmaya yarayan enfes ötesi klavye. Hangi harfin “mıncırılmış”ını istiyorsanız ona altgr tuşu ile basıyorsunuz. altgr+i=ı , altgr+o=ö, altgr+g=ğ , altgr+u=ü , altgr+c=ç . Böylece İngilizce Q kullanmak zorunda olduğunuz (ya da tercih ettiğiniz) bir durumda bile Türkçe yazabilirsiniz.
“İki kere rafine” İçin Yapılan 1 Yorum
arda 03 Aralık 2005 Cumartesi günü dedi ki :
Oh oh şahane..
Benim de ne zamandır aradığım bir aletmiş gibi geldi.. İyisi mi modelini falan bir yere not edeyim :-)