Sit Alanı'nın Seyir Defteri

Amon Düül II – Yeti

27 Eylül 2004 Pazartesi, 20:15 | Genel

Bir taraftan dogal isikta kitap okumaliyim, hava zaten karariyor gitgide diye dusunurken gitgide muzik beni alip goturuyordu, kendimden gececek gibi oluyordum. Sonunda direnmeyi biraktim, kitabi bir koseye koydum.

Evi saglamak icin gidip anahtarlari alip, kapiyi kapadim ve kendimi muzige biraktim.

Bugüne kadar niye dinlememisim ki bu muzigi… Elin Alman’i zamaninda ne bicim muzik yapmis. Hem de cogu enstrumantel.

Uzun zamandir “yeni” bir seyler dinlemek, kesfetmek, ozumsemek icin ugrasmiyordum. Tadini ozlemisim, ne kadar da guzelmis…

Mp3 cikti mertlik bozuldu. Albumlerinin neredeyse tamami hep elimin altinda olan gruplari gunler aylari, aylar yillari erteler sekilde uzak tutuyordum kendimden. Iyi ki Amon Düül II elimin altında değilmiş de, yeni bir albüm indirmenin hevesiyle dinledim.

Mp3’e laf ediyorum ama o olmasa bunu da dinliyor olamazdim su anda. Ironi (bu kelimeyi de hic sevmem tezat diyeyim, onu da pek sevmiyorum ironi kadar olmasin) iste…

Yeti adamların 2. albümü, 1. ve 3. albümleri de emelim essegime dizilmis durumdalar. Fakat daha finiş çizgisinden çok uzaktalar. Iyi iste, ben de Yeti’yi hazmederim bu arada…

Diger albumlerini de simdiden dizeyim essege… Aheste aheste gelsinler.

Deep Notlar (Gnomelar diyesim geldi) :

* Amon Düül II
http://www.progarchives.com/Progressive_rock_discography_BAND.asp?band_id=855
http://www.gepr.net/am.html#AMONDUULII

* Ben genelde masada notebook kullanirim ama kucakta, sezlongda yazmaktan da acayip mutluyum su anda. Ne guzel bisi su alet… 4 seneye yaklasiyor, hala ayrilamiyorum.

* Yeni bir sezlooooooong almaliyim. Ise yarar iki sezlongun sonuncusunu da gecen hafta kirdim. Her ne kadar ayicigi (ben oluyorum) zayiflatma cabalarimiz hizla surse de, sezlong buna dayanamadi. Bu arada bunlara sezlong denmiyor galiba ama ben oole diyorum bir kelime bulamadigimdan. Real/Praktiker’e de sevgi/saygi gonderiyorum naha buradan, duzgun sezlong bulundurmayip bana sat(a)madiklari icin.

* Evin tam onundeki park isiklarina gicik oluyorum. Agaclarin olmadigi tek alandan saldiriyor ipneler. Belediyeye dilekce yazsam kaldirirlar mi acaba? Eve uzakligini olceyim, evimin tam giris kapisinin x metre ilerisinde diyeyim. Tamam sokak lambalari da gicik ediyor da, bu nesne ayri bir boylam.

* Isik demisken, evin onu gunun 16-18:30 (gerci mevsime gore degisken) saatleri disinda direk gunes almiyor ve bundan pek mutluyum. O saatlerde de gunes almasa ne guzel olurdu… (evet, okuzum)

* Notbugumun pilini degistiren cok sevgili beni ihmal ettigini zanneden ama oyleyse benim de onu daha fazla ihmal ettigimin farkinda olmayan Ilkay Uzun’a pil icin tekrar binlerce tesekkurler. Adaptoru tasimaya usenebiliyorum, kablosunun eksikliginden mutlu olabiliyorum.

* Tesekkurlere baslamisken su usb ethernet de ne kutlu olaydir (hayir wireless istemiyorum hala), bunun aliminda emegi olan insanogullarina tesekkurlerimi sunuyorum.

* Bitmeyen dipnotlar silsilesi #43847 : Kablosuz kulaklikla parkin cevresinde yuruyebilsem ne guzel olurdu, muzikle yuruyus yapabilirdim. Walkman ayni tadi vermiyor, bir de altima giydigim nesneye agirlik yapiyor, son zamanlarda agirliga gelemeyip dusen bol zimpirtilar giydigim dusunulurse, kablosuz kulaklik bir nimet. Tamam parkin cevresi biraz abarti ama ya tutarsa… Parkin ortasina yakin bir yerden gecen bir yari yol var, orayi da kullanabilirim oraya kadar cekerse… Kablosuz musik istiyom yuruyus parkurunda, ingaa… (Caglar’in deyimiyle).

* Yaz yaz ben biktim, seyir defteri bikmadi… Hadi kaydedeyim artik, pil falan var ama bisi olacak Firefox gocecek, uzun zamandir gocmeyen nesne 1.0PR’a gectikten sonra son 24 saat icinde 2 kere goctu ipne. Talkback’ten nefret ediyorum, aha nokta.

Sayfalar: 1 2